1999-2018 Kardeş Türküler Konserleri

40589342_1363223400479891_1644690432455606272_o

“En”lerle uğraşmayı severim. O halde katıldığım en iyi konserdi…

Resmen felek bulut oldu üstüme yağdı…

Ne insanlar var! Yetenek, profesyonellik, çalışma, estetik olarak olgunluk, teknik mükemmellik…

Ego var mıdır? Bu kadar iyi iş çıkarıp, bu kadar beğeni alan insanlarda ego vardır. Olsun da… Biz, iki davarı güdemeyecek insanlara karşı mı (gereksiz) mütevazı olacaklar…

Ayrıca 25 senedir ana kadroyu koruyorlarsa ego konusunun sevimsiz bir boyutta olmadığı sonucunu da çıkarabiliriz.

Bahsettiğim konser 2018 olanıydı. 1999’da olanına bakalım önce. Neler değişmiş? Neler hiç değişmemiş?

1999 yılında bir gün yolda yürüyordum. Hava sıcaktı. Hatta o sene bir gün devlet daireleri sıcaktan dolayı tatil edilmişti. Veya bir sonraki sene…

O zaman bir mail adresim vardı ama internet bu kadar yaygın değildi. Dolayısıyla konserler için bir numaralı haber kaynağımız duvarlardaki afişlerdi.

2 ULUSLARARASI KESİKÖPRÜ CAZ FESTİVALİ

Bir durağın tersinde bu afişi gördüm. Kadro bombaydı. Arif Sağ… Erkan Oğur… (Hep afişlerde ve Youtube videolarında İ. Hakkı Demircioğlu es geçilir) Ve Kardeş Türküler… Önem sırasında üçüncü olan Kardeş Türküler (BGST) ilk albümü “Kardeş Türküler”i çıkaralı bir, iki sene olmuş. Ben o albümü üç milyon kere teypte dinlemişim.

Kesikköprü bir Kürt köyü. 18. 19. yüzyıllarda Orta Anadolu’ya sürülen Kürtler yaşıyorlar orada. Bunlardan Hollanda’ya göçmüş olanları köylerinde “caz festivali” organize ediyorlar. Gerçekten Hollanda’dan gelen bir caz grubu da sahne almıştı. Ama asıl olarak işte halk müziği konserleri oluyor.

Çok güzel bir gün geçirmiştim. Hayran olduğum sanatçıları birer birer köy meydanında izledim.

Kardeş Türküler ilk sıralarda çıktı ve aynı albümdeki sound’la müziklerini icra ettiler. O ilk kadrodan Erol Bulut bir tek ayrıldı sanırım gruptan. Solistleri kast ediyorum. Sazı da kötü çalardı.

Sahnede altı, yedi kişi olmalılardı ki bunlardan ikisi solist Feryal Öney ve Vedat Yıldırım. Nelerin değiştiği konusunda bu bilgiler gerekli olacak. Kısıtlı sayıda müzisyenle ve de başrolde olmayan Kardeş Türküler bana unutulmaz anlar yaşatmıştı.

Daha sonra 2011’de bir Kardeş Türküler + Sezen Aksu konserine katıldım. Birçok etkinlikte de Kardeş Türküler yazmasına rağmen Vedat Yıldırım’ın bir gitarcıyla sahne almasında tanık oldum.

2018’e gelelim. 1 Eylül Dünya (Apolitik) Barış Günü etkinlikleri çerçevesinde Sarıyer Belediyesi Volkswagen Arena’da bir konser düzenledi. Konser aslen bir Kardeş Türküler konseriydi ancak KT, sahnede bazı konuk sanatçılara da müzikleriyle destek olacaklardı. Ama ne sanatçılar! Ceylan Ertem, Ayşenur Kolivar ve Mikail Aslan… Bunların üçü de benim için birer süperstardırlar.

Dolayısıyla bundan daha iyi bir konser olamazdı benim için. Barış Can Salman davet etti. Melo’yu alıp gittim.

Fiziki şartlar iyi olursa unutulmaz bir konser izleyeceğim kesindi…

Konserler profesyonel olmalı. Dandik olacaksa olmamalı. Tıpkı arkadaş arasında icra edilen müzikler gibi. Sizin yaptığınız müziğin alıcısı olmayan ve hemen konuşmaya başlayan insanlarla müzik icra etmeyi hiç sevmem. Konserler de sırf siyasi etkinlik için yapılıyorsa ve dandikse çok sıkıcı oluyorlar.

Volkswagen Arena’yı tutmuşlar. Çok iyi bir seçim. Ses yalıtımı çok iyi. Ses sistemi ve tonmaister çok iyi. Havalandırma çok iyi. Koltukların yumuşaklık oranı çok iyi. Tribünde çok iyi bir açıya geçtik. Bütün çalgıcıları net görebiliyorum. İsteyen için çok geniş bir halay çekme alanı var. Oynayanları, eğlenenleri izlemeyi severim ama ayakta konseri hiç sevmem. Müzik dinlemek başlı başına bir etkinliktir benim için.

Mekan 25 TL’ye Mustafa Keser (Efes) de satıyor. Daha ucuz ve Hakkı Bulut (Tuborg) olsaydı tercih ederdim bir tane.

Bütün fiziki şartlar çok iyi olunca konser de çok iyi oldu elbette. Yanımda sevdiğim insanların varlığı da müziğin kalitesine kalite kattı.

CHP Sarıyer belediye başkanı klasik müteahhit vari bir adam. Gerçekten de müteahhitmiş. Niteliksiz kalabalıklar önünde verilen bütün siyasi konuşmalar gibi çok sıkıcıydı. Bir an önce bitsin diye bekledik… Başkanım…

Kardeş Türküler çıktı sahneye.

Orkestradan başlayalım. 1999’un aksine Erol Bulut gibi kötü saz çalan (Kemal Kahraman da öyledir) birinin yerine iki adet çok iyi saz çalan eleman vardı ve de bunlar albümlerde de çaldıkları için albümlerdeki kusursuz sound sahnede de karşınıza çıkıyor. Ayrıca her ikisi de farklı boy ve akortlarda üç adet sazı yanlarında getirmişlerdi.

Onların arkasında üç nefesli vardı. Birisi kaval artı zurna çalıyordu. Diğeri Trompet ki bayılırım ona. Çok renk katar. Bir eleman da saksafon artı klarnet çalıyordu. Müthiş…

Bir bas gitarcı vardı ve bu eleman şu anda adını hatırlamadığım bir telli Gürcü sazını da çalıyordu. Fehmiye Çelik’in icra ettiği Balkan ezgilerinde bu saz çok iyi tınlıyor.

Ritmler zaten KT’nin en belirgin ve en güzel yanları. Tıpkı Fuat Saka’nın müzik yönetmenliği yaptığı albümlere kendi bomba gibi tarzını yansıtması gibi KT de el attıkları işlere başta güzel ritmlerini olmak üzere güzel sound larını yansıtıyorlar. Ritmde üç kişi vardı. Üçü de erbane başta olmak üzere çeşitli ritm sazları büyük bir ustalıkla icra ediyordu. Bunların arkasında bomba gibi asma davul çalan aynı zamanda da çok iyi sesiyle Kürtçe şarkılar söyleyen Selda isimli eleman vardı. Bomba gibi bir performans sergiledi.

Bir keman bir de viyolonsel ile yaylılar gruba da tamamdı. KT ilk albümden sonra yaylıları daha yoğun ve daha etkili kullanmaya başladı. Onlar olmadan olmazdı.

Üç ana solistin yanında bir de dört kişilik koro da mevcuttu. 1999’a olan en büyük üstünlük bu olsa gerekti.

Orkestra ve koro tek kelimeyle mükemmeldi.

Bu konserde dans eşlikleri de vardı. Gerek kendi elemanları gerekse de Çıplak Ayaklar Kumpanyası çok iyi performans sergilediler.

Ceylan Ertem, Ayşenur Kolivar ve Mikail Aslan sahnede üç tane falan parça söylediler. Müziği icra ederken içinde hissetmek diye bir şey varsa, Ceylan Ertem onun şahı değil şahbazıdır. “Ahirim Sensin” düetinde Feryal Öney’e mi mest olayım ona mı mest olayım bocaladım. Ayşenur Kolivar’dan “Kar Yağayi”yi bekledim ama söylemedi. Yanında getirdiği eleman hem kemençe hem de tulum çalıyordu. Mikail Aslan’ın da saksafon çaldığını öğrenmiş oldum. Yani seçilen konuk sanatçılar çok iyiydi ve Kardeş Türküler’e çok iyi uyum sağladılar.

Çok iyi bir profesyonellik sergilediler sahnede. Bazen konsere gidersin sanatçı seyirciye söyletir eserleri çoğunlukla. Hiç sevmem. Konserlerin parayla ve konsere uygun mekanlarda olanlarına bayılırım. Gerçek anlamda müziğe doyarsınız.

Bu konser öyle bir konserdi. Unutmayacağım bu büyük performansı.

Emeği geçenlere teşekkür ederim.

 

Bu yazı müzik, Uncategorized kategorisine gönderilmiş ve , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.