Son günlerde devam eden iki dil (Kürtçe) tartışmalarını izleyince uzun zamandır aklımda olan “A Time for Drunken Horses/Sarhoş Atlar Zamanı”nı izlemek istedim. Bu uzun süre, İranlı Kürt asıllı yönetmen Bahman Ghobadi’nin bir başka filmi “Turtles Can Fly/Kaplumbağalar da Uçar”ı beş altı yıl önce izlediğim zamandan günümüze kadar olan bir süreye tekabül ediyor. “A Time for Drunken Horses” İran’da gösterime girmiş ilk Kürtçe film, muhtemelen dünyada da öyledir. Filmin dilinin Kürtçe olması filmin belki de en az önemli olan özelliği; çünkü tıpkı “Turtles Can Fly” gibi “A Time…” da kısıtlı imkanlarla nasıl muhteşem filmler çekilire çok iyi bir örnek. Bu iki film her yerde birlikte değerlendirilir. Kamerasını çevirdiği insanlardan tutun da dayanılmaz dram yüküne kadar bir çok ortak noktası vardır. Daha önce izlediğim Abbas Kiarostami filmlerinin aksine Ghobadi sineması umuttan hiç söz etmiyor. Sınırlı sayıda olan mizah ögeleri bile filmin dayanılmaz dram yüküne katkıda bulunuyor. İnsanların yaşadığı sefalet oldukça çıplak bir şekilde gösteriliyor. Tamamı amatör oyunculardan oluşan kadro kendi hayatlarını kamera önünde yaşamaya devam ediyorlar. “Turtles Can Fly”da olduğu gibi “A Time…”da da oldukça sempatik bir karakter var. “Turtles Can Fly”da Satellite’nin doldurduğu sempatik karakter boşluğunu bu filmde özürlü Madi karakteri dolduruyor.
Gerçekten çok etkileyici bir dram ve çok güçlü bir sinematografi.Tam bir sinema olayı diyebiliriz “A Time…” için.
Mem u Zin aklıma geldi dünyada ilk Kürtçe film olarak ama o filmde başka diller de kullanıldı mı bilmiyorum.
Haklısın. Ben de hatırlamıyorum. Sanırım başrolde de Yalçın Dümer oynuyordu.