Şimdi ben bu filmi 2010lar diye mi etiketleyeceğim? Nihayet ben de yönetmen olan biriyle e-posta yoluyla da olsa iletişime geçtim diyebileceğim. Ada: Zombilerin Düğünü‘nün yönetmenlerinden Murat Emir Eren’le (diğeri Talip Ertürk) bir dönem birkaç kez mailleşmiştik. Kendisi Sinema dergisinde eleştirmendir. Çok da çalışkan, çok yönlü bir eleştirmendir. Ben kendisini biraz fazla Türk sineması hayranı buluyorum. Yaşayan en büyük on yönetmen listesi hazırlanırken kendisinin Metin Erksan’ı listeye koyacağından adım gibi emindim ve de yapmıştı. Bunun üzerine kendisine bir e-posta göndermiştim, o da bir şeyler yazmıştı. [Rec] ile ilgili yazımda el kamerasıyla çekilen filmlerle sorunum olduğunu yazmıştım. Türk korku filmleriyle de sorunlarım var, adında iki nokta üst üste olan filmlerle de sorunlarım var. 1- Türklerin iyi dram ve komedi yaptıklarını düşünüyorum. Sadece komediyi de iyi yapamıyorlar ama dramı ve dram içinde komediyi iyi yapabiliyorlar zaman zaman; ancak korku ve aksiyon için biraz daha beklemek gerekiyor herhalde. 2- Başlığında iki nokta üst üste olan filmlerse genelde kötü devam filmleri veya bazen de yapımcılarla yönetmenler arasında ikiliğe sebep olan filmler oluyorlar. Bu yüzden bu filmlere baştan ısınamıyorum. Film adlarının benim için önemli olduğunu yazmıştım. Bu yüzden filme temkinli yaklaştım. Zaten sırf Murat Emir Eren yüzünden izledim filmi. Peki o kadar çok iyi film izlemiş biri, sinemayı avucunun içi gibi bilen biri nasıl oluyor da bu kadar sıradan bir film yapabiliyor. Gerçekten efsanevi bir yönetmen olabilmeyi düşündü mü acaba? Godard gibi eleştirmenlikten gelip de çığır açan biri olmayı düşledi mi? Bence aklına geldi, ama şu anda Türkiye’deki prodüksiyon şartlarının da etkisiyle bunun olmayacağını anladı. Bir de zombiler ağır çekim gibi yürümezler mi? Bunlar resmen koşuyorlar.
Facebook Hesabım
Ben kimim?
Mesleğim İngilizce öğretmenliği olmakla beraber, bu sitenin İngilizce öğretmenliğiyle alakası yoktur. 2008 yılından beri blog yazarlığı yapıyorum. İlk başlarda sadece sinema yazıyordum. Sonra daha çok siyaset yazmaya başladım. İki, üç senedir ise (şu anda 2016'nın sonundayız) "her şeyi" yazıyorum. Sitenin üstündeki görselin altında yer alan sekmeler benim ilgi alanlarım ve bu alanlarda yazılar yazıyorum. Eski yazılarım, yeni yazılarım hepsi bu sitede olacak artık. Keyifli okumalar dilerim... Baran DoğanSinek İkilisi Ne Demek?
Sinek ikilisi, briçteki en değersiz kağıttır. "Sinek ikilisi muamelesi yapmak" gibi bir deyime malzeme olmuştur. Birisini önemsememek anlamındadır. Kendimle dalga geçmeyi sevdiğim için bu ismi tercih ettim.Yazı Arşivim
-
Son Yazılarım
- Yeşil Peri Gecesi 15 Aralık 2024
- Ferdi Tayfur Türkiye’dir! 7 Ekim 2024
- Toza Sor 23 Haziran 2024
- “Güven” 15 Nisan 2024
- Her Şey Sınıfsal Mı? 14 Nisan 2024
Bazı Eski Yazılarım