Alman tankı

Geçtiğimiz sezon oynanan Barcelona – Bayern Münih yarı final maçlarının birinde, spiker “ne panzeri, bunlar resmen Alman tankı!” demişti. Geçtiğimiz sezon üçleme yaparak çok başarılı oldu Bayern Münih. Geçtiğimiz hafta sonu da yıllardır Hamburger kulübüne ait olan 30 maç Bundesliga’da yenilmeme rekorunu egale ettiler.
Bayern Münih rekor kırmaya yabancı bir takım değil. Lise tarih kitaplarında Almanya’nın siyasi birliğini geç sağladığı için sömürgecilik yarışında geri kaldığı dolayısıyla bu sebepten 1. Dünya Savaşı’nın çıktığı anlatılır. Bu geç kalmışlık aslında futbol için de geçerlidir. Bugünkü haliyle Bundesliga 1963 yılında oluşturulmuştur. 1954 yılında dünya şampiyonu oluyorsunuz ama hala ligleriniz bölgesel. Dünya siyasi tarihinde her zaman şaşırtan Almanya, futbolda da şaşırtıyor.
1963’ten beri yani 50 yıldan bu yana, Bayern Münih’in 23 şampiyonluğu var. Bu arada Bayern’in lige 1965’te katıldığını ve ilk şampiyonluğunu 1969 yılında kazandığını belirtelim. Yani iki yılda bir şampiyonluk kazanmışlar. 16 adet Almanya Kupası şampiyonluğu da önemli bir başarı olsa gerek.
Şampiyonlar Ligi’nin de en başarılı takımlarından biridir Bayern Münih. Yakın tarihe bakacak olursak son dört yılın üç finalinde onları görürüz. Nihayet geçtiğimiz sene şampiyon olmuşlardır. Toplam 10 finalde beş şampiyonluğu vardır. Beş şampiyonluğa sahip başka bir takım daha var: Liverpool. Bunların üstünde yedi şampiyonlukla Milan geliyor. En fazla şampiyonluk Real Madrid’e ait (dokuz), dolayısıyla en başarılı takımın onlar olduğu düşünülüyor. Real Madrid’e “çakmanın” dayanılmaz hafifliğine kendimizi kaptırıyoruz ve bu dokuz şampiyonluğun beşinin 50’li yıllarda yani turnuvanın ilk başladığı yıllarda kazanıldığını, o dönemde kimsenin bu turnuvaya yeteri kadar önem vermediğini ve dolayısıyla bunların “sayılmayacağını” öne sürüyoruz. Şampiyonlar Ligi gerçek bir er meydanı olduktan sonra Bayern Münih bu turnuvada oldukça başarılı olmuştur.
Sadede gelelim. Bu kadar başarının gelmesi için “paranın” olması lazım. Para elbette vardır. Bayern Münih, dünyanın en çok ciro yapan dördüncü kulübüdür. 2013 yılında 368 milyon avro iş yapmıştır. Elbette ilk yıllarda böyle değildi. Zor bir dönemeci başarıyla geçmiştir takım. O ilk yıllarda, Franz Beckenbauer ve Gerd Müller gibi çok özel oyuncular sayesinde “nesnellikle öznellik buluşmuştur” ve Münih aradan sıyrılmıştır. Sadece Almanya’nın değil dünyanın en önemli kulüplerinden biri olmuştur.
Kimilerine göre dünyanın en iyi yönetilen kulübüdür. Tabi bu yakıştırmayı yapanlar, kapitalizmin verili koşullarına göre bu yakıştırmayı yapıyorlar. İnanılmaz bir kapitalist kurumsallıkla çalıştığı ima edilmektedir. Ekonomik şartlar göz önüne alındığında asla çuvallamaz Bayern Münih. Bununla birlikte gerekirse milyon milyon avroları da saçmaktan geri durmaz. Almanya’nın en iyi oyuncularını toplar. Son yıllarda “nokta atış” diyebileceğimiz pozisyonlar için dünyanın da en iyi oyuncularına 30’ar 40’ar vermeye başladılar. Stadyum inşası için çektikleri kredinin yakınlarda bitecek olması, var olan hegemonyanın artarak süreceğini düşündürmektedir. Yani Almanya’da Bayern Münih’le şampiyon olamayanı dövmeye devam edecekler. Bu gidişle ŞL finali oynayamayanı da dövmeye başlayacaklar.

Bir şeyh veya sosyalizm vampiri Rus oligark, herhangi bir Alman takımını satın almadığı sürece, Bayern Münih Almanya’nın “ağası” olmaya devam edecektir. 
Bu yazı Alman futbolu, Barcelona, Bayern München, endüstriyel futbol, Futbol, Kapitalizm, Şampiyonlar Ligi kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.