Almanya…
Ne tuhaf bir yer!
Berlin’deki Almanya Tarihi Müzesi’ni gezerken, ülkede 1100’lerden önce şehir olmadığını okumuştum. Düşünün, kaostan çıkalı henüz bin yılcık olmuş ve siz dünyanın ikinci en büyük gücü olmuşsunuz…Üstüne üstlük sömürge faaliyetlerinden hiçbir şey kapamamışsınız. Siyasi birliğinizi geç tamamlamışsınız (Avusturya’nın ayrı bir ülke olduğunu hesaba katarsak hala tamamlayamamış falan…) 1. Dünya Savaşı’nda yenilmişsiniz. 2. Dünya Savaşı’nda da yenilmişsiniz ve 11 milyon insanınızı kaybetmişsiniz. Taşınız üstüne taş kalmamış. Tüm dünya 40 milyon insanın ölümünü size bağlıyor falan…Bütün bunlara rağmen dünyanın ikinci büyük gücü olmaya devam ediyorsunuz…Gerçekten inanılmaz.
Engels Almanların her şeye geç kalma huyları olduğunu yazmıştı. Bir de felsefe sayesinde büyük mesafeler kat ettiklerini…
Alman felsefesine vakıf değilim ama futboluyla ilgili söyleyeceklerim var. Daha önce İngiltere, İtalya ve İspanya futbol istatistiklerini yazmıştım. Şimdi de Almanya’yı yazıyorum.
Dünkü maçın üstüne…Beşiktaş’ın Bayern’i eleyemeyeceğini provokatif bir şekilde yazmıştım. Bu provokasyonlar yazılara ilgi çekmek içindi her zamanki gibi ama gerçek de orada duruyordu. Türkiye’nin karması gelse Bayern Münih’i eleyemez…Yani GS, FB, BJK yabancılarıyla beraber artı milli takım oyuncuları falan birleşse yine Bayern Münih’i eleyemez. Forbes dergisinin en değerli kulüpler listesinde 2,71 milyar dolarla ManU, Barcelona ve Real Madrid’in ardından dördüncü olan bir kulüpten bahsediyoruz. Lütfen, tamam top yuvarlaktır falan da bu kadar büyük bir paranın motivasyonu önünde nasıl durulabilecek?
Neyse ben Almanya futbol istatistikelrinden bahsedecektim ama Almanya demek Bayern Münih demek biraz da….Gerçekten dünyanın hiçbir yerinde kendi ülkesinii bu kadar domine etmiş bir takım daha yoktur. Ciddi ülkeler diye de altını çizeyim.
Her şeye geç kalan Almanlar futbola da lig anlamında geç kaldılar. Avrupa’daki en “genç” lig Bundesliga’dır. 1963-64 sezonunda kurulabilmiştir anca…
Ve bu 54 lig şampiyonluğunun 26’sı Bayern Münih’e aittir. Yani yarısı…Mönşınglahtbaht ve Dortmund’un beşer şampiyonlukları vardır. Ki bu Bayern 90’lı yıllarda “rakibimizdir, onlarsız bizim bir anlamımız yok” diyerek ekonomik olarak zor durumda olan Dortmund’a maddi yardımda falan bulunmuşlardır.
Ancak 1969’da şampiyon olabilen Bayern Münih’in sadece üç kere “üç sene şampiyon olamama” istatistiği vardır ve en sonuncusu 1993 yılında sona ermiştir. Yani şu anda Almanya’da öğretmen olabilecek birisi Bayern’in üç sene şampiyon olamaması gibi bir şey nedir bilmiyor.
Bütün kulüp rekorları Bayern’e ait. Ona ait olmayan şeylere odaklanalım o halde. Görebildiğim kadarıyla…Mesela Dortmund’un seyirci sayısı onlardan iyi. 80 bine 76 bin. Bu arada Bayern’in yeni stadı Allianz Arena açıldığı tarih olan 2006’dan beri kapalı gişe oynuyor….
Ondan sonra Kayzersılautern’in birinci lige çıktıktan sonra hemen şampiyon olması var, Bayern’in sahip olmadığı…Ligin ilk yarısında gol atma rekoru 50 ile 1981 yılında Hamburger’e aitmiş…En gollü galibiyet Mönşınglahtbaht’a (bu arada Türkçe okunuşunu yazmak da çok zor) aitmiş. 12-0 hem de Dortmund’a karşı…
Bayern’in sahip olmadığı rekorlar bunlar. Sahip olduğu rekorlardan ise bahsetmeye değer bulduklarım şunlardır: 19 maçlık galibiyet rekorunu önemli buluyorum. Galibiyet rekorlarıyla ilgileniyorum ve Bayern de olsa kimse 20’yi bulamadı. Bu sene Guardiola yönetimindeki City İngilitere rekoru olan 14’ü 18 yaptı ve 20 ypacağı düşünülüyordu ama olmadı. Bu arada bu galibiyet rekorlarının Almanya, İspanya ve İngiltere’de Guardiola’ya ait olduğunu hatırlatalım.
Bir de üst üste şampiyon olma rekoru var. Şu anda beş ve bu sene altı olacak. Juventus altı yaptı ve yediye mi gidiyor? İspanya’da beş…Yani Bayern’in bunu 10 yapmaması için hiçbir sebep yok. Göreceğiz.
Bir de 27 Mart da şampiyonluğu ilan etme olayı var…Durup düşünelim…
Bayern’in bu arada 10 Şl finalinde beş şampiyonluğu vardır. Bu anlamda Milan’dan sonra üçüncüdür. Real Madrid’in ilk beş şampiyonluğu ciddiye alınmazsa ŞL’deki de en başarılı takımlardan biridir. Yedi final kaybeden Juventus’u neredeyse yakalayacak. Bir de pisi pisine final kaybetme rekoru da kendilerine aittir. 1999 ve 2012’de nasıl kaybettiklerine hala inanamamaktadırlar.
Oyuncu rekorlarına gelelim. En çok forma giyen kişinin Mattheus olduğu zannedilebilir ama genelde bu rekorlar orta karar takımlarda yıllar yıllar oynayan saçma sapan futbolculara aittir. Kalecileri saymazsak. Körbel isminde bir adam 1972 – 1991 yılları arasında forma giymiş ve rekoru elinde tutar. İlk onda yer alan ve 2000’lerde futbol oynamış tek adam Oliver Kahn’dır ki kalecidir. Dediğim gibi kalecilerin forma giyme sayıları aslında 0,75’e bir sayılmalıdır bana göre.
Gol dersek “bombacı” lakaplı Gerd Müller’den bahsetmemiz gerekecek. 365 lig golüyle bu rekoru kimseye kaptırmayacak gibiydi ama Ronaldo da Messi de kendisini geçti. Hatta Messi Ronaldo’dan iki yaş küçük olmasına rağmen ondan 10 lig gol falan aşağıda. Lig golü rekorunun Messi’ye geçeceğini ve kıyamete kadar onda kalacağından eminim.
Müller’in rekorları muazzamdı ta ki Messi’ye kadar…
Top 10 golcüden beşinci sıradaki Pizarro ve 10. sıradaki Levandowski’nin aktif olduğunu görüyoruz ama hiçbiri Müller’i geçemeyecektir. Bu arada Bayern Münih bile Real Madrid ve Barcelona’ya direnememktedir. Yani Almanya’da hiçbir futbolcu Bayern’e hayır diyemiyor, dünyadaki hiçbir futbolcu da Real ve Barcelona’ya hayır diyemiyor. Barcelona Messi sonrası bu durumunu koruyamayacaktır diye düşünüyorum bir de ama Real Madrid’e hiçkimse hayır diyememesi devam edecektir. City ve PSG takımları da ayrı bir değerliendirmeye tabi olabilir. Örneğin, City’den De Bruyne’ü kimse ama kimse şu anda alamaz…
Almanya milli takımı da çok ilginç. Yıldızları yok denilen 1990’lar da bile bir sürü finalleri şampiyonlukları var. DK ve AŞ varsa Almanya favorilerden biridir. Beş DK’lı Brezilya’dan sadece bir sayı geride. Bir aralar yarı final sayılarına bakmıştım. Kimse yanına yaklaşamıyordu. 16 AŞ’da altı kez final oynayarak ve üçünü kazanıp İspanya’yla bu alanda birinci olarak da inanılmaz bir başarı sahibidir Almanya.
Bir de Klose’nin 0,51 milli takım gol oranına rağmen 0,39 lig golü oranından bahsedelim.
Başka?
Valla aklıma da pek bir şey gelmiyor bunlardan başka…
Almanya Almanya’dır ve onlara yan gözle bakılmaz.
Eksik kaldıkları birçok şeyi, başka başka şeylerde (bira, futbol, intizam vs) katlayarak kapatmaya çalışmışlardır.
1954 yılında bir enkaz halindeyken Macaristan’ın elinden DK’yı almışlardır bu insanlar…Boru değil.
Beşiktaşlılar hiç üzülmesinler…Diğerleri de hiç laf sokmaya çalışmasınlar…
“Dünyanın en iyi yönetilen kulübü” unvanına sahip bir kulüptür Bayern Münih. Mümkün değil başa çıkamazsınız…
Böyle ve Gorki Hayırsever sana verdiğim sözü tuttum. Avrupa lig futbol istatistiklerini yazdım. Türk ligini kesin yazarım. ŞL’yi de yazarım ama DK ve AŞ’ı yazar mıyım bilmiyorum….
Gorki Hayırsever ve herkese iyi akşamlar.