“Le petite prince/Küçük Prens”i izledikten sonra, bu kadar çok film izleyeceğime biraz daha edebiyata ağırlık verseydim düşüncesine, bir kez daha kapıldım. (Yazar, burada çok film izlemiş olmayı gündeme getirerek kişisel piyasasını arttırmaya çalışmaktadır.) 9-30 yaşlarım arasını büyük oranda sinemayla doldurdum ve bundan pişmanım. “Hayatta hiçbir şeyden pişman olmayacaksın” gibi argümanlar bana yanlış gelmiştir hep. Bir sürü hata yapıyoruz ve bunların sonucunda kötü şeyler oluyor. Olmayabilir. “Bir şey yaşadın mı dibine kadar yaşayacaksın” gibi İbrahim Erkal şarkısı sözleri de bana anlamsız gelir. İlla dibi bulmaya, yere çakılmaya gerek var mı? Buna mecbur muyuz? Neyse, sinema konusu gerçekten öyle. Edebiyat konusunda kendimi çok eksik hissediyorum. Bu hissiyat eksiklikten ziyade bir takım güzelliklerden mahrum kalmış olmaya üzülmek olarak algılanmalı. “Küçük Prens” romanını bile okumadım. Öyle olunca filmden çok bir şey anlamadım. Bir film izlerken illa ki kaynak edebi eseri okumak zorunlu değildir. Film de başlı başına bir değer ifade edebilir ancak “Küçük Prens” gibi kitleleri derinden etkilemiş eserlerden uyarlanan filmleri izlemeden önce kitap okunmalıdır diye düşünüyorum. Anladığım kadarıyla materyalist olarak kabul edemeyeceğim şeyler var filmde. Kalp gözüyle bakabilmeyi bilmeli gibi bir şey var mı romanda? Kalp gözü malp gözü…Bunlar boş şeyler. Gerçekler dokunur.
Facebook Hesabım
Ben kimim?
Mesleğim İngilizce öğretmenliği olmakla beraber, bu sitenin İngilizce öğretmenliğiyle alakası yoktur. 2008 yılından beri blog yazarlığı yapıyorum. İlk başlarda sadece sinema yazıyordum. Sonra daha çok siyaset yazmaya başladım. İki, üç senedir ise (şu anda 2016'nın sonundayız) "her şeyi" yazıyorum. Sitenin üstündeki görselin altında yer alan sekmeler benim ilgi alanlarım ve bu alanlarda yazılar yazıyorum. Eski yazılarım, yeni yazılarım hepsi bu sitede olacak artık. Keyifli okumalar dilerim... Baran DoğanSinek İkilisi Ne Demek?
Sinek ikilisi, briçteki en değersiz kağıttır. "Sinek ikilisi muamelesi yapmak" gibi bir deyime malzeme olmuştur. Birisini önemsememek anlamındadır. Kendimle dalga geçmeyi sevdiğim için bu ismi tercih ettim.Yazı Arşivim
-
Son Yazılarım
- Yeşil Peri Gecesi 15 Aralık 2024
- Ferdi Tayfur Türkiye’dir! 7 Ekim 2024
- Toza Sor 23 Haziran 2024
- “Güven” 15 Nisan 2024
- Her Şey Sınıfsal Mı? 14 Nisan 2024
Bazı Eski Yazılarım