“Başka Semtin Çocukları” (2009)

Son zamanlarda izlediğim en kötü film. Televizyon dizisi havasında. Ne ele aldığı mesele üzerine (Alevi-Sünni çatışması) önemli şeyler söyleyebiliyor, ne incelemeye çalıştığı semt üzerine (Gazi mahallesi) sağlıklı gözlemler yapabiliyor, ne de aslına olmaya çalıştığı (aşk filmi) türü becerebiliyor. Oyunculuklar abartılı. Bir sürü mantık ve teknik hata var. Özenilmeden çekildiği belli. Örneğin, bir oyuncu askerliği sırasında zorda kalan askerleri Kobra tipi helikopterlerin gelip aldığından bahsediyor. Hiç mi araştırmadınız be gafiller? Ben askerliğimi bu helikopter okulunda yaptığım için biliyorum: kobra helikopterleri taaruz amaçlıdır, insan taşımaz. Veya bir karakter “Değme Felek Tenime Benim” türküsünü söylüyor. Bu hicaz bir türküdür ve hicaz çalarken kısa sap bağlamada başparmak kullanılmaz. Ama kimin umrunda? Tamamen sömürme üzerine inşa edilmiş bir film. Çok çok kötü. Böyle kötü filmi kim beğenir? İşte size filmi beğenen birisinin internette yaptığı bir yorum:

uzun zaman sonra seyrettigim en guzel mahalle filmidir. filmi izlerken cocuklugumun mahalleleri geldi aklıma.
-spoyler icerebilir-
ismail hacıoglunun yurt dısına sevdicegini alıp yırtma hayallerini kacımız dinlemediki aksam tekstik atolyesinden donuste. yada sevdigin kızın alevi olması kac mahalle delikanlısının hayatını karartmadı. yada makine sevdası o yaslarda nasıl basladı die sorarsanız filmde anlarsınız makine mesrudur herkesin cekmesinde yada evde vardır bir tane, cunku mahalle oyle kendi kendine kolay kurulmamısdır zorla kurulmusdur. kuafor kızlar neden cıktıkları mahalleye hep fazladırlar o suslu halleriyle ( sadece eysan fazla kentli kacmıs uslubuyla). volkan kardesimiz tam mahallenin lumpen proleteridir hem solculardan dergisini alır obur yandan mafya ozentilidir butun dusu kapıda adam dovmektir o rugan ayakkabılarla icine beyaz corap giyerek. esas bulent inal tam alevi mahelle solcu abisi olmusdur, zamanında devrimcilik yapmıs sonrasında pavyoncu olmusdur ( yurt dısına gitmis ama basarısız olup geri donmusdur, bu kadar sevilmeyi hakediyormudur oda ayrı sorudur). bu yuzden bu filmde sorgulanan mahallenin o yırtmaya meyyal tipleriyle hayatın gerceklerinin karsı karsıya gelmesi vardır. askerden donus vardır kafayı yemeden gelsede o travmatik bozukluk hep kalıcıdır, hasta ruhlu adamlar her daim mevcuttur, ki hasta ruhlu manyaga oynayan kardesimiz dokturmusdur.
-spoyler kısmı burda biter-
filmde belli tempo bozuklukları vardır cok sey anlatmaya calisirken filmin uzaması karssında montajda daha kısa hale getirilmesi derdi vardır, ama bunlar ilk uzun metrajlıda olur. yonetmen kardesimizin ellerine saglık dioruz, yolu acık olsun.

Bu yazı Başka Semtin Çocukları, Film, Milenyum, Türk Sineması kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.