Ya iki tane film vardı, böyle bir günde geçiyordu, çok romantikti falan neydi, neydi? Buna benzer cümleler sinema sohbetlerinde duyulur herhalde. O iki filmden benim de haberim vardı; ancak izlemem henüz gerçekleşti. Bir devam filminin bu kadar başarılı olabildiği seriler azdır. Benim uydurduğum bir tanım olan “Before”lar da başarılı devam filmine örnek verilebilecek bir serinin parçaları. Yönetmen Richard Linklater (buna da eğileceğim) Amerikan bağımsız sinemasının önemli simalarından. Filmlerinin özelliği durmak bilmeyen diyaloglardan oluşması. 1994’te “Before Sunrise/Günbatımından Önce” adlı bir film çekiyor. Çok özgün bir hikayesi var filmin. Avrupa’da dolanmakta olan Jesse, Viyana’dan uçağa binip ülkesinin (Amerika’nın) yolunu tutacaktır. Trende Fransız bir kızla tanışır tesadüf eseri. Kız Paris’e gitmektedir. Viyana’ya gelen Jesse, Celine’le aralarında bir bağ kurulduğunu hisseder ve sabaha kadar Viyana’da dolaşmayı önerir Celine’e. Bu cüretkar teklife şaşıran Celine de aynı bağı hissettiği için kabul eder. Ve yolculuk başlar. Yürüyerek Viyana’nın altını üstüne getiren çift sürekli konuşur da konuşur. Bu yoğun diyalog bombardımanı esnasında çoğunlukla kadın erkek ilişkileri olmak üzere hayata dair çok özgün fikirler duyarız. Birçoğumuzun aslında bilip de reddeder gibi göründüğü fikirlerdir bunlar. Ve klasik anlamda bence hiç de romantik değildir. Bu filmleri romantik bulanlar diyalogları dinlemeyip sadece verilen fotoğraflarla ilgilenmiş olmalı diye düşünüyorum. İkinci film yani “Before Sunset/Gün Batmadan” (2004) bir on yıl sonra Paris’te geçer. Viyana’daki o günü unutamayan Jesse, o güne dair bir kitap yazar ve kitabın tanıtım turunda yolu Paris’e düşer. Bu geziden haberi olan Celine de mekana uğrar ve Jesse’yle karşılaşırlar. Uçağın kalkmasına iki, üç saat kadar vardır ve Jesse bu sefer de Paris’te dolaşmayı önerir Celine’e. Yine bir diyalog bombardımanı. Yine çok ilginç fikirler. Ve yine romantik olarak algılanacak fotoğraflar. Bu on senede hiçbir şey değişmemiş gibi görünse de aslında çook şey değişmiştir. Gerçekleşen ve gerçekleşmeyen olaylarla ilgili bir şeyler yazmak istemiyorum; çünkü izlememiş olanlar için filmlerin büyüsünü bozacaktır. İki adet pırıl pırıl film. İki çok iyi ve çok güzel oyuncu. Benim kişisel tercijim diyalogların biraz azaltılıp şehirlerin biraz daha ön plana çıkarılması olurdu. Çarpıcı bir örnek vereyim: Aki Kaurismaki’in “Take Care of Your Scarf Tatiana/Başörtünün Çaresine Bak, Tatiana” filminin altyazı dosyası MS Word’de 14 sayfa tutarken, “Before Sunrise”ın dosyası 112 sayfa tutmaktadır. Son uyarım: aşk filmleri olarak sunulan bu filmlerin tezi, “Sleepless in Seattle/Sevginin Bağladıkları” veya “You’ve Got Mail/Mesajınız Var”ın tam karşısında duruyor.
Facebook Hesabım
Ben kimim?
Mesleğim İngilizce öğretmenliği olmakla beraber, bu sitenin İngilizce öğretmenliğiyle alakası yoktur. 2008 yılından beri blog yazarlığı yapıyorum. İlk başlarda sadece sinema yazıyordum. Sonra daha çok siyaset yazmaya başladım. İki, üç senedir ise (şu anda 2016'nın sonundayız) "her şeyi" yazıyorum. Sitenin üstündeki görselin altında yer alan sekmeler benim ilgi alanlarım ve bu alanlarda yazılar yazıyorum. Eski yazılarım, yeni yazılarım hepsi bu sitede olacak artık. Keyifli okumalar dilerim... Baran DoğanSinek İkilisi Ne Demek?
Sinek ikilisi, briçteki en değersiz kağıttır. "Sinek ikilisi muamelesi yapmak" gibi bir deyime malzeme olmuştur. Birisini önemsememek anlamındadır. Kendimle dalga geçmeyi sevdiğim için bu ismi tercih ettim.Yazı Arşivim
-
Son Yazılarım
- Yeşil Peri Gecesi 15 Aralık 2024
- Ferdi Tayfur Türkiye’dir! 7 Ekim 2024
- Toza Sor 23 Haziran 2024
- “Güven” 15 Nisan 2024
- Her Şey Sınıfsal Mı? 14 Nisan 2024
Bazı Eski Yazılarım