Bir önceki yazımda bahsettiğim Let’s Scare Jessica to Death‘i (Hadi Jessica’yı Ölümüne Korkutalım, John Hancock, 1971) araştırırken rastladım bu siteye. Link burada. Korku filmleriyle ilgili ilginç yazılar, resimler, bilgiler var. Tüm zamanların en iyi 100 korku filmini de seçmişler. İlk 10’u aktarmak istiyorum.
10- The Evil Dead (Şeytanın Ölüsü, Sam Raimi, 1982)
Gerçekten tekinsiz bir atmosefer sahiptir. Korku filmlerinde mizahın bu kadar ön planda olduğu ilk filmlerden biridir. Bu seriyi sevmeme rağmen, ben olsam ilk 10a koymazdım. Korku filminde mizah çok riskli bir unsurdur. Bu riski iyi yönetmek maharet ister. Bu film bunu iyi başarır; ancak benim korku filmi tercihlerimde mizah unsuru, en azından bu kadar mizah unsuru barındıran filmler yer almıyor.
9- Friday the 13th (13. Cuma, Sean S. Cunningham, 1980)
Bu da 80lerin kült filmlerinden biri ve sayısını şu anda hatırlayamayacağım kadar devam filmi çekildi. Devam filmlerini izlemedim ama hiçbirinin ilk film kadar değerli olduğunu sanmıyorum. Aslında bu filmin de çok değerli olduğunu sanmıyorum. Yine de eh işte. Bu filmi ilk kez Kanal D’nin ilk günlerinde izlemiştim, o zaman gölden çıkan çocuk imgesi beni bayağı korkutmuştu. Cem Yılmaz gösterilerinde bu filmi referans alarak sanki 80lerdeki bütün korku filmleri böyleymiş gibi dalgasını geçer.
8- Psycho (Sapık, Alfred Hitchcock, 1960)
Bu film aslında dünya siyasetinin gidişatını etkilemiştir desem abartır mıyım? Tabi ki öyle değil ama on yıllardır insanların, toplumların, rejimlerin sahip olduğu paranoyak hali bu kadar iyi yansıtan bir film daha bilmiyorum. Hatta her hangi bir şeyi bu kadar iyi yansıtan başka bir film de bilmiyorum. Tüm zamanların en iyilerinden. Bu filmi ilk kez izledikten sonra artık hayat sizin için eskisinden farklı olacak.
7- Nightmare on Elm Street (Elm Sokağı Kabusu, Wes Craven, 1984)
Bu da devam filmleriyle işin cılgının çıktığı filmlerden ve yine hiçbiri ilk film kadar etkili olamıyor. Gencecik bir Johnny Depp izliyorsunuz. Tipik bir 80ler teen-slasher (gençlik-seri katil) filmi. Bu listeye girecek kadar bir mahareti olmadığını düşünüyorum.
6- The Shining (Cinnet, Stanley Kubrick, 1980)
Arşivimde 10 üzerinden 10 verdiğim 18 filmden biri. Bu filmi izlerken ciddi anlamda tırstım. Evde üç kişi daha vardı, eğer yalnız olsaydım hemen yatıp uyurdum herhalde. Böyle filmlerle birlikte hayat çok daha eğlenceli. Sinema tarihinin en başarılı oyuncu performanslarından birini barındırmasına rağmen, tam bir yönetmen şaheseri. Şapka çıkarmak yetersiz kalır.
5- Night of the Living Dead (Yaşayan Ölülerin Gecesi, George Romero, 1968)
Zombilerin altın çağını başlattığı için, bu listeyi hazırlayanlar esnaflık yapmışlar ve bu filmi listeye almışlar. O dönemdeki sinema seyircisini mutlaka korkutmuştur da sekiz sene önce o insanlar zaten Psycho‘yu seyretmişlerdi. “They are gonna get you Barbara..” çok meşhur bir cümledir sinefiller arasında.
4- Halloween (Cadılar Bayramı, John Carpenter, 1978)
Carpenter tam bir auteur yönetmendir. Filmi bir anında yakalayın hemen Carpenter filmi olduğunu anlarsınız. Filme gelince, kötü mü? Hayır değil ama en iyilerden biri de değil.
3- Dawn of the Dead (Yaşayan Ölülerin Şafağı, George Romero, 1978)
Hiçbir zombi filmi beni korkutmadı. Sevimli bulurum, izlerim ama korkmam. Bu da öyle bir film benim için. Listeyi hazırlayanlar sanırım bu filmde yer alan alışveriş merkezi dolayısıyla kapitalizm eleştirisi felan ayağına…
2- Alien (Yaratık, Ridley Scott, 1979)
Çok beğendiğim bu film bence bilim-kurgu türüne daha yakın. Bilim-kurgu öyle yutan bir tür ki ona birazcık bulaştı mı filmi bilim-kurgudan başka bir etiketle anmak çok zorlaşıyor. Korku filmi dedin mi ete bıçak girmeli.
1- The Exorcist (Şeytan, William Friedkin, 1973)
Saygı duyuyorum. Filmin ne kadar büyük bir etki yarattığını, kitleleri uzun yıllarca nasıl etkilediğini biliyoruz. Listede birinci sırada olması bence normal.
Burada kendi fikirlerimi belirttim. Benim en sevdiğim 10 korku filmini ilerleyen günlerde yayınlayacağım.
Facebook Hesabım
Ben kimim?
Mesleğim İngilizce öğretmenliği olmakla beraber, bu sitenin İngilizce öğretmenliğiyle alakası yoktur. 2008 yılından beri blog yazarlığı yapıyorum. İlk başlarda sadece sinema yazıyordum. Sonra daha çok siyaset yazmaya başladım. İki, üç senedir ise (şu anda 2016'nın sonundayız) "her şeyi" yazıyorum. Sitenin üstündeki görselin altında yer alan sekmeler benim ilgi alanlarım ve bu alanlarda yazılar yazıyorum. Eski yazılarım, yeni yazılarım hepsi bu sitede olacak artık. Keyifli okumalar dilerim... Baran DoğanSinek İkilisi Ne Demek?
Sinek ikilisi, briçteki en değersiz kağıttır. "Sinek ikilisi muamelesi yapmak" gibi bir deyime malzeme olmuştur. Birisini önemsememek anlamındadır. Kendimle dalga geçmeyi sevdiğim için bu ismi tercih ettim.Yazı Arşivim
-
Son Yazılarım
- Yeşil Peri Gecesi 15 Aralık 2024
- Ferdi Tayfur Türkiye’dir! 7 Ekim 2024
- Toza Sor 23 Haziran 2024
- “Güven” 15 Nisan 2024
- Her Şey Sınıfsal Mı? 14 Nisan 2024
Bazı Eski Yazılarım