“Biutiful” (2010)

Bana göre günümüzün en parıltılı yönetmenlerinden olan Meksikalı Alejandro Gonzalez Inarritu’nun dördüncü uzun metraj filmini izledim. Daha önceki filmleri: “Amores Perros/Paramparça Aşklar ve Köpekler”, “21 Grams/21 Gram” ve “Babel/Babil” dayanılmaz insan dramları olarak gösterilirler. Bu üç filmin de senaryosunu arkadaşı Guillermo Arriaga’yla beraber yazmışlardır. Kesişen hayatlar olarak bilinen tarza sahip bu filmlerden sonra benzer birçok film çekilmiştir, hatta burada bile. Inarritu ilk defa Arriaga’sız bir film çekti. Bu sefer kesişen hayatlar yok; ancak büzüşen hayatlar yine var. Son iki üç yıldır futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi takımı olarak gösterilen FC Barcelona’nın bulunduğu şehir turistik ögeleriyle tanıtılır hep. Yüksek bir refah seviyesi, kaliteli turistik tesisler, gelişmiş bir entellektüel kültür seviyesi Barcelona’nın imajıdır. “Biutiful”un kahramanı Uxbal da Barcelona’da yaşıyor ve arka mahalleleri arşınlıyor. Ken Loach’un “It’s a Free World…/Özgür Dünya”sındaki Anj karakteri gibi göçmenlere yasadışı iş ayarlayan bir taşeron. Bu kelimeden bugünlerde nefret etsem de Uxbal’e göre kendisi bir sömürücü değil zorda kalanlara yardımda bulunan bir nevi Robin Hood. İki çocuğu ve bir ayrılıp bir birleştiği manik bir karısı var. Sorunlar diz boyu ve bir de üstüne kanser hastalığı gelince tam bir Inarritu dog eat dog dünyası kendisini belirtiyor. Javier Bardem’in oyunculuğuna diyecek yok. Kanıyla canıyla hayat veriyor Uxbal karakterine. İnanılmaz güzel gitar melodileri de dikkatimi çekti. “Biutiful”un Inarritu filmografisinin en zayıf halkası olduğunu düşünüyorum. Tam bir yedilik film. Filmin karakter analizini yeterince iyi yapamadığını gözlemledim. Oyuncu performansına fazla odaklanarak kişiliğindeki açmazları, çelişkileri hakkıyla resmedemediğini düşünüyorum. Yine de şu günlerde herhalde gidilecek en iyi filmlerden biridir. Ortalığı kurtlar, şahin ka.lar, ayı yogiler, dracoolalar sardı. Bir iki günde izleyeceğim Abbas Kiarostami filmi “Certified Copy/Aslı Gibidir” hariç Ankara sinemalarında izlemek istediğim bir film yok gibi.    
Bu yazı 21 Gram, 21 Grams, Abbas Kiarostami, Alejandro Gonzalez Inarritu, Amores Perros, Babel, Biutiful, It's a Free World..., Ken Loach, Paramparça Aşklar Köpekler kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.