Bugün Büyük İhanet’in 99. yıldönümü. 4 Ağustos 1913’te yaşandı Büyük İhanet. Kimileri dünya devrim davasına en büyük ihaneti Çin’in yaptığını düşünür. Kendi adıma, bu tarz tekil örneklere bütün sorumluluğu vermenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Geçmişte yapılan hataları bütünlüklü bir şekilde sahiplenmek gerekiyor. Fakat bazı tarihlerde, bazı coğrafyalarda yaşanılanların kritik önemde olduğu da bir gerçek. Büyük İhanet de böyle bir dönemeçti. 1. Dünya Savaşı öncesinde işçiler, 2. Enternasyonel’de örgütlenmişlerdi. Bu örgütün lideri tereddütsüz Alman Sosyal Demokrat Partisi’ydi. O esnada dünyadaki en kitlesel ve en örgütlü işçi sınıfı örgütü oydu ve o yıllarda sosyalist hareket kendisini Sosyal Demokrat olarak adlandırıyordu. Bir milyon üyesi, dört buçuk milyon da oyu vardı. Ama açıkça bir sağ sapma içerisindeydi. 1. Dünya Savaşı gümbür gümbür kendisini hissettirirken, örgüt önceki yıllardaki kongrelerinde, Lenin’in kişisel çabalarıyla, bütün üye örgütlerine kendi ülkelerinde savaş karşıtı tutum alacağını deklare etmişti. 1 Ağustos’ta Almanya savaşı başlattıktan sonra, kendi parlementosunda savaş bütçesini oylamak istedi. Ve ASDP utanç verici bir şekilde kendi burjuva hükümetini savaş girme konusunda destekledi. Diğer Avrupa SD partileri de onları takip etti. Yalnıza Rusya ve Sırbistan bu utanca ortak olmadı. Örgütün, savaşı devrimci bir iç savaşa döndürme kararını da es geçti ASDP. 1919’da büyük bir fırsatı ters tepti ASDP. Devrimci durumu takriben Bavyera’da işçi sınıfı iktidarı oluştu. Sovyetler, kendi halkı açlıktan ölmesine rağmen, Almanlara iki tren vagosu dolusu tahıl göndermişti fakat ASDP, Amerika’nın vaatlerine boyun eğdi. Bizzat opotunist liderleri “Devrim fikrini günahım kadar sevmiyorum” dedi. Sonrasındaysa, bugün Avrupa Solu denen ve Türkiye’nin de başına bela olan çiçek,böcekçi ucube sol anlayış doğmuş oldu. Hala yaşıyor bu ucube. CHP’nin üyesi olduğu Avrupa solumsu örgütü, bu anlayışın devamı. Görüldüğü yerde Şener Şen gibi topuklayarak kendisinden kaçılmalıdır. Hiçbir hayır gelmez ondan.