Facebook Hesabım
Ben kimim?
Mesleğim İngilizce öğretmenliği olmakla beraber, bu sitenin İngilizce öğretmenliğiyle alakası yoktur. 2008 yılından beri blog yazarlığı yapıyorum. İlk başlarda sadece sinema yazıyordum. Sonra daha çok siyaset yazmaya başladım. İki, üç senedir ise (şu anda 2016'nın sonundayız) "her şeyi" yazıyorum. Sitenin üstündeki görselin altında yer alan sekmeler benim ilgi alanlarım ve bu alanlarda yazılar yazıyorum. Eski yazılarım, yeni yazılarım hepsi bu sitede olacak artık. Keyifli okumalar dilerim... Baran DoğanSinek İkilisi Ne Demek?
Sinek ikilisi, briçteki en değersiz kağıttır. "Sinek ikilisi muamelesi yapmak" gibi bir deyime malzeme olmuştur. Birisini önemsememek anlamındadır. Kendimle dalga geçmeyi sevdiğim için bu ismi tercih ettim.Yazı Arşivim
-
Son Yazılarım
- Yeşil Peri Gecesi 15 Aralık 2024
- Ferdi Tayfur Türkiye’dir! 7 Ekim 2024
- Toza Sor 23 Haziran 2024
- “Güven” 15 Nisan 2024
- Her Şey Sınıfsal Mı? 14 Nisan 2024
Bazı Eski Yazılarım
Kategori arşivi: Abbas Kiarostami
NASIL BAŞARIYORLAR?
Bu böyle gitmeyecek. Ne yapıp ne edip İran’a gitmem lazım. Böyle bir sinemayı üreten bir ülke sinek ikilisi olamaz. Orayı görmek, tanımaya çalışmak; oranın insanını anlamaya çalışmak gerek mutlaka. İranlı Makhmalbaf ailesiyle dost olabilmek için tüm mal varlığım olan Reno … Okumaya devam et
a moment of innocence, Abbas Kiarostami, iran sineması, mohsen makhmalbaf, noon o goldoon kategorisine gönderildi
Yorum yapın
“The Day I Became a Woman” (2000)
Ortadoğu sinemasını beğeniyle takip ediyorum. Sınırsız petrol kaynakları yüzünden emperyalistlerin vahşi emellerine alet olan bu kadim coğrafya sanat/sinema alanında zaman zaman (Türkiye’den daha sık) nitelikli örnekler üretebiliyor. Bu coğrafyanın en büyük talihsizliği de üç siyasal-kalabalık dinin ortaya çıktığı coğrafya olması. … Okumaya devam et
Abbas Kiarostami, close-up, iran sineması, ırkçılık, Jafar Panahi, kadın olduğum gün, kara tahta, mohsen makhmalbaf, samira makhmalbaf, texte reş, the day i became a woman kategorisine gönderildi
Yorum yapın
“Like Someone in Love” (2012)
İran sinemasına özellikle de onun en önemli temsilcisi Abbas Kiarostami’ye olan hayranlığımı sık sık vurguluyorum. Çünkü genelde bu ülkenin sineması çok iyi ve bizimkine tur bindirecek nitelikte. Türkiye’de sinema minema yok! Market raf ürünleri var. Üstelik bunların raf ömrü de … Okumaya devam et
Abbas Kiarostami, diyalektik, iran sineması, Like Someone in Love, Sevmiş Gibi, Sinema kategorisine gönderildi
Yorum yapın
Jafar Panahi’nin yasaklı filmleri
Jafar Panahi‘nin İran’da yasaklı olan iki filmi var. Biri 2000 tarihli “The Circle/Daire” diğeri de 2003 traihli “Crimson Gold/Kanlı Altın”. Bu filmlerden birincisi Panahi’nin çok duyarlı olduğu kadın hakları konusuyla ilgili. Bir kadının kız çocuğu doğurmasıyla başlayan film, birbirine bağlı … Okumaya devam et
Abbas Kiarostami, Crimson Gold, Daire, Dayereh, iran sineması, Jafar Panahi, Kanlı Altın, Talaye sorkh, The Circle kategorisine gönderildi
4 Yorum
İki harika İran filmi
“A Separtion/Bir Ayrılık”ı izledikten sonra yönetmen Asghar Farhadi’nin diğer filmlerini izleme isteği oluştu bende. Beş adet filmi var Farhadi’nin. Ben bunlardan ikisini izledim ama sanırım çok büyük bir sanatçıyla karşı karşıyayız. Sinemanın edebiyatla ilişkisini çok iyi kuruyor ve Rus klasikleri … Okumaya devam et
Abbas Kiarostami, About Elly, Asghar Farhadi, Ayna, Elly Hakkında, iran sineması, Jafar Panahi, Juliette Binoche, Neda Agha Soltan, The Mirror, Where is the friend's home? kategorisine gönderildi
1 Yorum
Kadın olsaydım evlenmek isteyeceğim on erkek
Hep en seksi kadınlardan bahsettim biraz da karizmatik bulduğum erkeklerden bahsetmek istiyorum. Aslında bu yazının fikir babası ben değilim. Kendisi isminin gizli tutulmasını istiyor. O yüzden bu sır, ben ve o iki kişiyle beraber mezara kadar gidecek. Merhaba dostlarım! Nasılsınız? … Okumaya devam et
Abbas Kiarostami, Al Pacino, Cem Karaca, Ernesto Che Guevara, Hasan Genç, Jimmy Page, Kazım Koyuncu, Lionel Messi, Neşet Ertaş, Vedat Milor kategorisine gönderildi
5 Yorum
En sevdiğim 10 yönetmen
Beni okuyan kişiler sinemanın yönetmen sanatı olduğunu düşündüğümü bilirler. Evet; bazen olağanüstü oyuncu, senarist, görüntü yönetmeni, ışıkçı performansları filmlere kişilik katar ama iyi filmlerdeki yönetmen katkısı çok büyüktür. Sonuçta bir sanat eseri olarak filmin nihai sahibi yönetmendir. Ben nadiren oyuncuya … Okumaya devam et
Abbas Kiarostami, coen kardeşler, david lynch, Jim Jarmusch, Listeleme Kültürü, Michael Haneke, Mr. H, quentin tarantino, Roman Polanski, Theo Angelopoulos, Woody Allen, Yönetmen kategorisine gönderildi
3 Yorum
“Copie Conforme” (2010)
Sinemada bir Abbas Kiarostami filmi izlemek hoş bir deneyim oldu benim için. Yakın zamanda keşfettiğim bu büyük sanatçının İran dışında çektiği ilk film “Copie Conforme/Aslı Gibidir” isminin akıllara getirdiği üzere gerçekle kopya arasında gidip gelen düşsel bir film. Blogda özet … Okumaya devam et
Abbas Kiarostami, Aslı Gibidir, Certified Copy, Copie Conforme, iran sineması, İyi oyunculuklar kategorisine gönderildi
3 Yorum
“Biutiful” (2010)
Bana göre günümüzün en parıltılı yönetmenlerinden olan Meksikalı Alejandro Gonzalez Inarritu’nun dördüncü uzun metraj filmini izledim. Daha önceki filmleri: “Amores Perros/Paramparça Aşklar ve Köpekler”, “21 Grams/21 Gram” ve “Babel/Babil” dayanılmaz insan dramları olarak gösterilirler. Bu üç filmin de senaryosunu arkadaşı … Okumaya devam et
21 Gram, 21 Grams, Abbas Kiarostami, Alejandro Gonzalez Inarritu, Amores Perros, Babel, Biutiful, It's a Free World..., Ken Loach, Paramparça Aşklar Köpekler kategorisine gönderildi
Yorum yapın
“A Time for Drunken Horses” (2000)
Son günlerde devam eden iki dil (Kürtçe) tartışmalarını izleyince uzun zamandır aklımda olan “A Time for Drunken Horses/Sarhoş Atlar Zamanı”nı izlemek istedim. Bu uzun süre, İranlı Kürt asıllı yönetmen Bahman Ghobadi’nin bir başka filmi “Turtles Can Fly/Kaplumbağalar da Uçar”ı beş … Okumaya devam et
A Time for Drunken Horses, Abbas Kiarostami, Bahman Ghobadi, iran sineması, Kaplumbağalar da Uçar, Sarhoş Atlar Zamanı, Turtles Can Fly kategorisine gönderildi
2 Yorum