Kategori arşivi: Film

“4 luni, 3 saptamani si 2 zile” (2007)

Bazen dost sohbetlerinde hiçbir sanat dalının sinema kadar etkili olamayacağını savunurum. Sahip olduğu sınırsız olanaklarla bizleri sonu olmayan bir evrene çağırdığı için böyle olduğunu düşünüyorum. Bu fikrim belki ileride değişir; ancak 4 luni, 3 saptamani si 2 zile (Dört Ay, … Okumaya devam et

4 luni 3 saptamani si 2 zile, Cannes, Cristian Mungiu, Dört Ay Üç Hafta 2 Gün, erden kıral, Film, Indie, İyi oyunculuklar, Milenyum, Vicdan kategorisine gönderildi | Yorum yapın

“Plan 9 from Outer Space” (1959)

Bir çok ankette “bütün zamanların en kötü filmi” seçilen Plan 9 from Outer Space (Uzaylıların Dokuzuncu Planı, Edward D. Wood, 1959) nihayet tarafımdan izlenilmiş bulunmakta olup bu sıfat için uygun olmadığı düşünülmektedir. Evet Plan 9 çok çok kötü bir film; … Okumaya devam et

50ler, Bela Lugosi, Ed Wood, Film, Plan 9 from Outer Space, Tekrar izlenen filmler, Tim Burton, Yönetmen kategorisine gönderildi | Yorum yapın

“Süt” (2008) 2. bölüm

1. bölümde Süt‘ü (Semih Kaplanoğlu, 2008) nasıl izleyemediğimden girip çok farklı yerlerden çıkmıştım. Yusuf üçlemesinin ikinci halkasını nihayet izleyebildim. Baştan bir şey söyleyeyim nasıl bir film olduğunu anlarsınız: yaklaşık son 35 dakikada diyalog yok!!! Bu filmin altyazı dosyası notepad programında … Okumaya devam et

Film, Milenyum, nuri bilge ceylan, Semih Kaplanoğlu, Süt, Yusuf Üçlemesi kategorisine gönderildi | Yorum yapın

“Ratatouille”yi altıncı kez izlemek

2007’nin en iyi filmlerinden biri olan Ratatouille‘yi (Ratatuy, Brad Bird) altı kez izlemezdim; fakat okulda öğrencilerime film izleteceğim diye söz verdiğimden dolayı, her sınıfla takrar izlemek zorunda kaldım. Ratatouille garanti filmlerden biridir. Yani birisine bir film tavsiye edecekseniz ve küfür … Okumaya devam et

Film, Little Miss Sunshine, Milenyum, Ratatouille, Tekrar izlenen filmler kategorisine gönderildi | Yorum yapın

“Stigmata” (1999)

Dini gerilim filmleri her zaman ilgi gören bir tür olmuştur. Angels & Demons (Melekler ve Şeytanlar, Ron Howard, 2009) veya The Da Vinci Code (Da Vinci Kodu, Ron Howard, 2006) gibi dandirik filmleri izlemek çok sıkıcı oluyor maalesef. Elimde; The … Okumaya devam et

90lar, Film, Patricia Arquette, Stigmata kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Ade due damballa!

İtiraf edeyim ki annemi en çok etkileyen korku filmi olan Chucky serisini izlememiştim. Bu beş filmi zevkle izledim. Chucky alaycı tavırlarıyla en sempatik seri katillerden birisi bence. Her seride olduğu gibi arada sırada saçmalamalar olmasına rağmen, mizahi bir tutumla korku … Okumaya devam et

80ler, Chucky, Film kategorisine gönderildi | Yorum yapın

“Trilogy: the Weeping Meadow” (2004)

Theo Angelopoulos ile olan ilişkimde sona geliyorum. Elimde bir tane filmi kaldı. O da 230 dakika olduğu için ne zaman izlerim hiç bir fikrim yok. Trilogy: The Weeping Meadow (Üçleme: Ağlayan Çayır, 2004) uzun soluklu bir hikaye anlatımı, yerel motiflerin … Okumaya devam et

Ağlayan Çayır, Film, Milenyum, Theo Angelopoulos, Trilogy: The Weeping Meadow kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Nerede o eski terminatörler?

Hollywoodun devam filmlerine bakış açısı hiç değişmiyor. Nerede kar eden bir film varsa, işin suyunu çıkarana kadar üzerine gidiyorlar. Terminator Salvation (Terminatör Kurtuluş, McG, 2009) olmamış. Serinin ikinci filmi o kadar iyi bir filmdi ki birinci filmi bile gölgede bırakmıştı. … Okumaya devam et

Film, Milenyum, Terminator Salvation kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Sekiz gün üçlemesi

Sinemamızdaki Zeki etkisi iyice hissedilmeye başlandı. İletişimsizlik sorunu olan ve suça bulaşan kaybeden karakterler sıkça görülmeye başlandı filmlerde. Sekiz gün üçlemesinde olduğu gibi belli bir kaliteyi tutturan filmlere itirazım yok tabi ki; ancak karikatürleşmeye başladığı anda itirazım başlayacak. Önceden Zeynep’in … Okumaya devam et

Ali'nin Sekiz Günü, Cemal Şan, Dilber'in Sekiz Günü, Film, Milenyum, Sekiz Gün Üçlemesi, Ufuk Bayraktar, Zeynep'in Sekiz Günü kategorisine gönderildi | Yorum yapın

İki Filim Birden

Bir gün içinde iki film izlediğim çok olmuştur. Bugün de öyle oldu. İlk filmimiz İngiliz politik bağımsız filmlerinin duayeni Ken Loach’un It’s a Free World…(İşte Özgür Dünya, 2007) adlı filmi. Ben İngiltere’deyken (!) bütün pis işleri göçmenlerin yaptığı dikkatimi çekmişti. … Okumaya devam et

70ler, Clint Eastwood, Film, It's a Free World..., Ken Loach, Milenyum, Play Misty for Me kategorisine gönderildi | Yorum yapın