Facebook Hesabım
Ben kimim?
Mesleğim İngilizce öğretmenliği olmakla beraber, bu sitenin İngilizce öğretmenliğiyle alakası yoktur. 2008 yılından beri blog yazarlığı yapıyorum. İlk başlarda sadece sinema yazıyordum. Sonra daha çok siyaset yazmaya başladım. İki, üç senedir ise (şu anda 2016'nın sonundayız) "her şeyi" yazıyorum. Sitenin üstündeki görselin altında yer alan sekmeler benim ilgi alanlarım ve bu alanlarda yazılar yazıyorum. Eski yazılarım, yeni yazılarım hepsi bu sitede olacak artık. Keyifli okumalar dilerim... Baran DoğanSinek İkilisi Ne Demek?
Sinek ikilisi, briçteki en değersiz kağıttır. "Sinek ikilisi muamelesi yapmak" gibi bir deyime malzeme olmuştur. Birisini önemsememek anlamındadır. Kendimle dalga geçmeyi sevdiğim için bu ismi tercih ettim.Yazı Arşivim
-
Son Yazılarım
- Yeşil Peri Gecesi 15 Aralık 2024
- Ferdi Tayfur Türkiye’dir! 7 Ekim 2024
- Toza Sor 23 Haziran 2024
- “Güven” 15 Nisan 2024
- Her Şey Sınıfsal Mı? 14 Nisan 2024
Bazı Eski Yazılarım
Kategori arşivi: Mr. H
“Lost Highway”i tekrar izlemek
Fred: That’s fucking crazy, man. Bundan yaklaşık sekiz sene önce Lynch’in en önemli üç filmi “Blue Velvet/Mavi Kadife” (1986), “Lost Highway/Kayıp Otoban” (1997) ve “Mulholland Dr./Mulhollan Çıkmazı”nı (2001) üç gün üst üste izlediğimde feleğimi şaşırmıştım. Bu filmleri, şimdilerde Anadolu Grubu’nun … Okumaya devam et
Blue Velvet, david lynch, Kayıp Otoban, Lost Highway, Mavi Kadife, Mr. H, Mulholland Çıkmazı, Mulholland Dr., Rear Window, Sunset Blvd., Tekrar izlenen filmler, Vertigo kategorisine gönderildi
Yorum yapın
“After Hours” (1985)
Hangi filmleri hatırlatmıyor ki “After Hours”? En başta Hitchcock klasiği “North by Northwest/Gizli Teşkilat” (1959). Sonra Stone klasiği “U-Turn/Kaybedenler” (1997). Scorsese’nin kendi başyapıtı “Taxi Driver/Taksi Şoförü” filminin çok da belirgin olmayan ama hissedilen izleri de bu filmde mevcut. Hatta biraz … Okumaya devam et
Aahh Belinda, After Hours, Martin Scorsese, Mr. H, North by Northwest, The King of Comedy, U-Turn kategorisine gönderildi
5 Yorum
Beklenen başyapıt geldi
Yaklaşık iki hafta önce Nuri Bilge Ceylan’ın filmlerinin yapımcısı olan Zeynep Özbatur’un bir söyleşisine katıldım. Söyleşiden sonra bir katılımcı kendisine “Bir Zamanlar Anadolu’da”dan (2011) iyi bir gişe bekleyip beklemediğini sordu; çünkü o kişiye göre NBC’nin bu filmi biraz daha popüler … Okumaya devam et
Bir Zamanlar Anadolu'da, Mr. H, nuri bilge ceylan, quentin tarantino, Zeki Demirkubuz kategorisine gönderildi
Yorum yapın
“Mr. Smith Goes to Washington” (1939)
Frank Capra’nın klasiği “Mr. Smith Goes to Washington/Bay Smith Washington’a Gidiyor” Imdb Top 250’nin 101. sırasında yer alıyor. Bu yüzden izledim filmi…Tesadüf eseri senatör olan ve de çok ideal bir adam olarak sunulmayan saf, taşralı Jeff Smith’in Washington’daki politik dejenerasyonla … Okumaya devam et
Arka Pencere, Bay Smith Washington'a Gidiyor, Frank Capra, James Stewart, Mr. H, Mr. Smith Goes to Washington, Ölüm Korkusu, Rear Window, Vertigo kategorisine gönderildi
3 Yorum
“Lola Rennt”i tekrar izlemek
Blogda birilerine film tavsiye etmeyi seviyorum; fakat bir arkadaş hadi bi film izleyelim, sen bu işlerden anlarsın dediği zaman, film tavsiye etmesini sevmiyorum. O kişinin öncelikleri, estetik kaygıları, iyi bir filmden ne anladığı, entellektüel bilgi birikimi hakkında çok fazla bilgi … Okumaya devam et
American Psycho, Koş Lola Koş, Lola Rennt, Mr. H, Rear Window, Tekrar izlenen filmler, Tom Tykwer kategorisine gönderildi
Yorum yapın
En sevdiğim 10 yönetmen
Beni okuyan kişiler sinemanın yönetmen sanatı olduğunu düşündüğümü bilirler. Evet; bazen olağanüstü oyuncu, senarist, görüntü yönetmeni, ışıkçı performansları filmlere kişilik katar ama iyi filmlerdeki yönetmen katkısı çok büyüktür. Sonuçta bir sanat eseri olarak filmin nihai sahibi yönetmendir. Ben nadiren oyuncuya … Okumaya devam et
Abbas Kiarostami, coen kardeşler, david lynch, Jim Jarmusch, Listeleme Kültürü, Michael Haneke, Mr. H, quentin tarantino, Roman Polanski, Theo Angelopoulos, Woody Allen, Yönetmen kategorisine gönderildi
3 Yorum
“Messi rocks Ronaldo sucks” (2011)
Bu bloğu açtığım sıralarda arada sırada futboldan da bahsedeceğimi yazmıştım; çünkü o zamanlar bir futbol blog çılgınlığı vardı (hala var). Sonra bu kadar futbol bloğu içerisinde benim yazacaklarıma hiç de gerek yok diye düşünmüştüm. Sanırım bir tek Brezilyalı Ronaldo’yla ilgili … Okumaya devam et
Futbol, Mr. H, Robert DeNiro, Theo Angelopoulos kategorisine gönderildi
Yorum yapın
“Buried” (2010)
Uyarıyorum bu yazı filmin sağlıklı izlenmesini olumsuz yönde etkileyecek bilgiler (spoiler) içerir. Bu harika filmi izlemeyenler lütfen bu yazıyı okumasınlar… Evet Puyol topu Valdes’ten aldı. Pique’ye verdi. Ronaldo baskı kurmak istiyor ancak Barcelona buna izin vermiyor. Xavi. Puyol. Tekrar Xavi. … Okumaya devam et
Buried, Mr. H, Robert DeNiro, Rodrigo Cortes, Sigourney Weaver, Toprak Altında kategorisine gönderildi
8 Yorum
Takashi Shimizu: anasını boyayıp babasına satan adam
Sinema tarihine baktığımda Alfred Hitchcock’un 1934 tarihli “The Men Who Knew Too Much/Çok Şey Bilen Adam” adlı filmini 1956 yılında aynı adla yeniden çektiğini, Michael Haneke’nin 1997 tarihli “Funny Games/Ölümcül Oyunlar”ı 2007 yılında “Funny Games U.S/Ölümcül Oyunlar” adıyla yeniden çevirdiğini, … Okumaya devam et
Garez, Garez 2, Ju-On, Ju-On 2, Mr. H, Sam Raimi, Takashi Shimizu, The Curse, The Curse 2, The Grduge, The Grudge 2, Yeniden Çevrim kategorisine gönderildi
Yorum yapın
“The Driller Killer” (1979) ve “American Psycho”yu (2000) yeniden izlemek
En son keşfettiğim yönetmen olan Abel Ferrera’nın filmlerini kronolojik sıraya göre izlemek isteğimden dolayı açılışı bu ilk normal (!) filmiyle yaptım. Ferrera aynı zamanda başrolde oynuyor. New York’lu ressam Reno’nun adım adım deliliğe doğru evrilmesinin kitsch öyküsü. Filmin başlarında sıradan … Okumaya devam et
Abel Ferrera, American Psycho, Amerikan Sapığı, Mr. H, Norman Bates, Patrick Bateman, Psycho, The Driller Killer, The Silence of the Lambs, The Texas Chainsaw Massacre kategorisine gönderildi
2 Yorum