Destansı sevimlilik

Guiseppe Tornatore’nin Nouvo Cinema Paradiso (Cennet Sineması, 1989) ve Malena (2000) filmlerini izlemiştim. Bir arkadaşın (!) tavsiyesiyle The Legend of 1900‘ü (1900 Efsanesi, 1998) izledim. Bu üç filmi izledikten sonra Tornatore’nin stilini destansı sevimlilik koydum. Özellikle Nouvo Cinema Paradiso inanılmaz sevimli bir o kadar da etkileyici (destansı) bir filmdi. Bu filmden etkilenmeyecek bir insan düşünemiyorum. Malena ise biraz daha Fellini tarzına yakındı. 13-14 yaşında bir ergenin çekici bir kadına (Monica Belluci) olan imkansız aşkı, tutkusu üzerine bir filmdi. Fellini’nin Amarcord (1973) filmine benzetiyorum Malena‘yı. The Legend of 1900 ise çok iyi piyano müzikleri barındırdığı için maça bir sıfır önde başladı. İlgi çeken hikayesi, özentili görüntü yönetimi, Tim Roth’un döktüren oyunculuğu filmin artılarından. Damakta hoş bir tat bırakan filmlerden biri The Legend of 1900. Yazının başında andığım iki filmin arasında bir yerde duruyor. Hangisi mi daha iyi? Nouvo Cinema Paradiso damakta hoş bir tat ve belleklerde unutulmaz etkiler bırakıyor.

Bu yazı 1900 Efsanesi, 90lar, Amarcord, Cennet Sineması, Federico Fellini, Film, Guiseppe Tornatore, Malena, Nouvo Cinema Paradiso, The Legend of 1900 kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.