Epik porsiyon bir film

Günde 43 milyon kişinin Mc Donald’s’ta yemek yediğini biliyor muydunuz?

Yani her gün bir İspanya, Mc Donald’s’a gidip zehirleniyor.

Filme ilham veren olay da Mc Donald’s ile ilgili. Amerikalı iki adet obez genç kadın Mc Donald’s’ı bu problemlerinden sorumlu tutarak dava etmiş. Nüfusun %60’ı obez olan bir ülke Amerika. Çok ciddi bir problem orası için. Bu iki genç kadının dikkat çekici çıkışı yönetmen Spurlock’a ilham vermiş.

Yönetmen filmde kendisi rol alarak, bir ay süren bir Mc Donald’s diyeti uyguluyor. Yani her gün sadece Mc Donald’s ürünleriyle hem de “supersize/en büyük porsiyon” beslenerek metabolizmasındaki değişikleri belgesele aktarmaya karar vermiş. Yazının bundan sonraki bölümünde Mc Donald’s için kısaca “Mc” ifadesi kullanılacaktır!

Spurlock ilk başlarda oldukça keyifli görünüyor. Aslında hep öyle, olumlu bir karakter. Film boyunca başına ne gelirse gelsin yüzündeki tebessüm eksik olmuyor. Eleştirmek için söylemiyorum ama ortada tebessüm edilecek pek bir durum yok.

Gıda, beslenme anlamında kapitalizmin insanlığa sadece zehir sunabildiğini biliyoruz. Gittiği kadar veya toplumcu bir anlayış egemen kılınıncaya kadar böyle gidecek bu. Ben, kapitalistlerin bu anlayışını, kitlesel ölümler olsa bile gözden geçirmeyeceklerini düşünüyorum. Aslında bu ölümler oluyor. Kötü beslenmeden ve kötü yaşam koşullarından dolayı insanların sağlığı bozuluyor ve ölüyorlar ama bunun doğal olduğuna inandırıldığımız için ortada anormal bir durum olduğunu düşünmüyoruz.

Film, Mc için yapılmış büyük oranda ama diğer fast food zincirleri de küsküden nasiplerini alıyorlar.

Doktorların sekiz yılda tüketilmesine müsaade ettikleri Mc ürünlerini bir ayda tüketen Spurlock’ın başına gelenleri gün be gün görüyoruz. Doktorlar bir hafta sonra bırakmasını salık vermeye başlıyorlar ama Spurlock dinlemiyor. İleride ancak bir senede verebileceği 10 (on) kilo alıyor bu bir ayda. Karaciğeri süngere dönüyor. Bütün değerleri 30, 40 katına çıkıyor. Direkten dönüyor yani Spurlock.

Filmdeki bir karakter dikkatimi çekti. Gerçek bir karakter elbette. Bir adam hayatı boyunca 20.000 Big Mac yemiş. Bu ürünlerin bağımlılık yaptığı iddia ediliyor. Bu adam kanıtı olabilir. İnanılır gibi değil. 20.000…

Başarılı ve sürükleyici bir belgesel.

Kapitalizmin mantığı ile insanların beslenme arızaları arasında bir çelişki olmadığı akılda tutularak izlenilmeli.

İyi günler.