Dünya Kupası olan yılları severim. 1986’dan beri böyle. Bir komünist olarak, tek tutarsız davranışım D-Smart’a ayda 21 TL ödemektir. Bu bir zaaftır, kabul ediyorum. Tutkuyla bağlı olduğum bu oyunun egemen sınıfların elinde bir oyuncak ve silaha döndürülmüş olması benim trajedimdir. Türkiye’deki Müslümanların %90’ı tırışkadan Müslümandır. Gerçek Müslümanlık şeriatçı olmaktır ve onun için çalışmaktır fakat Türkiye’dekiler hem öyle hem böyle mantalitesiyle bir çeşit kültürel, kimliksel din yaşarlar. Ben de onlar gibiyim. Futbol dinine inanmıyorum ama onun bazı ritüellerini yerine getiriyorum. Muhtemelen bu yaz, Dünya Kupası’nda da böyle yapacağım. Yani takip edeceğim.
Brezilya 2014’te neler olacak?
Bir kere şunu rahatlıkla öne sürebiliriz: Kıyamete kadar yani kapitalizm yaşadığı sürece hiçbir Asya, Afrika veya Kuzey Amerika takımı Dünya Kupası’nı kazanamayacak. Mevcut vahşi endüstriyel futbol koşullarında bu gerçekleşirse eşek gibi anırırım, iki kere olursa kafamı keserim, üç kere olursa Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’ne üye olurum.
Bu coğrafyaların takımlarını bir kenara bırakalım ve yazıya favoriler üzerinden devam edelim. Ben Almanya’nın kazanacağını düşünüyorum bu arada.
BREZİLYA
Bu kupanın en başarılısı Brezilya. Beş kere şampiyon oldu. Türkiyelilerin Arjantin’le beraber de facto tuttuğu takımdır. Şampiyon olduğu her sene forvette bir süper starları vardı. Bu sene Neymar böyle biri mi? Cevabı muğlak. Fakat o potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz. Orta sahada çok yaratıcı bir süper star da görülmüyor. Ev sahibi olmanın verdiği motivasyonla asılacaklardır.
İSPANYA
2008 tarihinden bu yana oynayan Barcelona ve İspanya milli takımı bana göre gelmiş geçmiş en iyi futbol takımı ve onların favori olabildiği son turnuva bu. Xavi ve Iniesta’nın kaç atımlık barutu kaldığını hep beraber göreceğiz. Bu iki futbolcu inanılmaz bir rekora sahipler bu arada. Bir futbolcunun maksimum 10 sene zirvede kalabildiğini düşünürsek, bu ikisi inanılmaz işler yaptı. Tekli yıllarda Şampiyonlar Ligi finali, çiftli yıllarda ise Dünya Kupası veya Avrupa Şampiyonası finali o takvim yılının en önemli maçıdır. Xavi ve Iniesta 2008’den beri o yılın en önemli maçında sahadalar ve kazandılar. 2008’de Avrupa Şampiyonası, 2009’da ŞL, 2010’da Dünya Kupası, 2011’de ŞL, 2012’de tekrar Avrupa Şampiyonası…2013’te avuçlarını yaladılar ama bu sene yine sahnede olmayacaklarını kimse iddia edemez. Bir de bonus olarak 2006 ŞL’si var. İnanılmaz kariyer. İnanılmaz bir takım. Süründürmeyip öldüren bir takım. Fakat dediğim gibi uzatmaları oynuyorlar.
ALMANYA
Bu turnuvada en çok ikinci, üçüncü, dördüncü olan takım Almanya. Yedi finalin sadece üçünü kazandılar. Teknik olarak küçümsenen ama disiplin ve dayanıklılık olarak kimsenin yanlarına yaklaşamadığı bir takımdı Almanya. Yedi, sekiz senedir teknik olarak da çok iyiler ama şanssızlıkları Guardiola’nın Barcelona’sına denk gelmiş olmaları. Her turnuvada onlara toslayıp elleri boş döndüler. İddia ettiğim üzere bu sene atın intikamını seyredeceğiz.
İNGİLTERE, HOLLANDA, ARJANTİN, PORTEKİZ
İngilizce “underdogs” diye bir kelime var. Finalde kaybedeceği düşünülen demek. Bu takımların, bu senenin “underdogs”ları olabileceğini düşünüyorum.
İtalya saçmalar da yine başarılı olursa futboldan istifa edeceğim. Siyasette nasıl ciddiyet arıyorsam futbolda da ciddiyet arıyorum. Kimse kimseyle dalga geçmesin lütfen.
Son olarak, Brezilya’daki kapitalizm karşıtı sosyal hareketlilik Dünya Kupası’nı engelleyecek düzeyde değil ama hiç belli olmaz. Böyle bir şey yaparlarsa çok mutlu olacağımı belirtmek istiyorum. Öyle bir durumda yerin dibine batsın Dünya Kupası…