Bugün sizlere son zamanlardaki en fetiş yiyeceğimi tanıtmak istiyorum. Daha önceleri Eti Puf, karadut, semizotu, hamsi, ahududu, fırında makarna, Jacky marka gofret, Eti Hoşbeş gibi yiyecekler fetiş yiyeceğim olmuşlardı. Her şey Gaziantep’li arkadaşım Barış’ın evinde makarna yapmamızla başladı. Kendisi rockçı olduğu için ben ona Barışarak diyorum ve yazının bundan sonraki bölümünde Barışarak olarak adlandırılacaktır. O makarnayı yaparken Barışarak tezgah altından bir yerlerden Gençlerbirliği forması gibi kırmızı-siyah bir şeyler çıkardı. Bunu kullan dedi. What the f**k might this be diye düşünürken, o şeyin Gaziantep biber salçası olduğunu öğrendim. Bu arada ben Vedat Milör’ün Türkiye’de beğendiği tek bira olan Tuborg %100 Malt’ı içmeye başlamıştım. İş biber salçalı makarnayı yemeye geldiğinde dilimden vurulmuşa döndüm. Söyle söyleyeyim: Gaziantep biber salçası “The Silence of the Lambs/Kuzuların Sessizliği”yse, market salçaları “Kutsal Damacana 2: İtmen” olmalı. Ben böyle bir lezzet tatmadım. Üstüne Tuborg’u da içince sanki hayatta çok önemli bir şeyi başarmış gibi hissediyorsunuz kendinizi. Salçanın öttürgenlik katsayısı mükemmel. Kesinlikle rahatsız etmiyor ama biraz fazla kaçırırsanız kulaklarınızdan ateş çıkıyor. Ekmeğin üstüne kekik veya naneyle de bal gibi yeniyor. Örneğin bugün kahvaltıda yedim. Peki bu salçayı nasıl elde edersiniz? Barışarak’tan telefonunu aldığım Gaziantep Çopuroğlu Gıda’dan. İnternet siteleri de mevcut. Jesus Christ gelse bundan daha iyisini yapamaz herhalde. Kendileriyle tanışmamama rağmen Zeki ve Rıdvan ustalar artık en yakın arkadaşlarımdan; çünkü işini tutkuyla yapan insanları çok severim (Örnek: Gennaro Gattuso, Dario Argentino, Bahattin usta, Hasan Genç, Ankara’da Japon arabalar üstüne en iyi isim olan Japoncu Celal vb.). Telefon ediyorsunuz ve bir gün sonra otobüsle gönderiyorlar. Gerçi onların sayesinde Bolu/Dörtdivan üzerinde kimsenin bilmediği bir tesise gitmek zorunda kaldım ama olsun, helal olsun. Bir gün Barcelona forması üstünde Çopuroğlu Gıda’nın reklamını görmek istiyorum. İyi hafta sonları.
Facebook Hesabım
Ben kimim?
Mesleğim İngilizce öğretmenliği olmakla beraber, bu sitenin İngilizce öğretmenliğiyle alakası yoktur. 2008 yılından beri blog yazarlığı yapıyorum. İlk başlarda sadece sinema yazıyordum. Sonra daha çok siyaset yazmaya başladım. İki, üç senedir ise (şu anda 2016'nın sonundayız) "her şeyi" yazıyorum. Sitenin üstündeki görselin altında yer alan sekmeler benim ilgi alanlarım ve bu alanlarda yazılar yazıyorum. Eski yazılarım, yeni yazılarım hepsi bu sitede olacak artık. Keyifli okumalar dilerim... Baran DoğanSinek İkilisi Ne Demek?
Sinek ikilisi, briçteki en değersiz kağıttır. "Sinek ikilisi muamelesi yapmak" gibi bir deyime malzeme olmuştur. Birisini önemsememek anlamındadır. Kendimle dalga geçmeyi sevdiğim için bu ismi tercih ettim.Yazı Arşivim
-
Son Yazılarım
- Yeşil Peri Gecesi 15 Aralık 2024
- Ferdi Tayfur Türkiye’dir! 7 Ekim 2024
- Toza Sor 23 Haziran 2024
- “Güven” 15 Nisan 2024
- Her Şey Sınıfsal Mı? 14 Nisan 2024
Bazı Eski Yazılarım
Facebook status'üm şöyle:
Herkes özlü söz paylaşıyor, ben de paylaşayım bari: "Gaziantep biber salçası "The Silence of the Lambs/Kuzuların Sessizliği"yse, market salçaları "Kutsal Damacana 2: İtmen" olmalı. " Baran Doğan
İster misin 100 sene sonra atasözü olsun bu laf..Olur mu olur.
100 sene sonra Kutsal Damacana hatırlanmayacağı için sözün ikinci kısmı güme gidebilir.
Doğru.