Son zamanların favori sorusu bu ve buna verilecek yanıt ister istemez öznel bir değerlendirme olacaktır. Benim öznel değerlendirmem de Messi’nin hiç tartışmasız gelmiş geçmiş en iyi futbolcu olduğu yönünde. Hatta onun “futbolculuğunu” artık diğer futbolcu performanslarıyla kıyaslamak yerine ne bileyim Hitchcock’un yönetmenliğiyle, Picasso’nun ressamlığıyla veya Nazlı Ilıcak’ın yandaşlığıyla yan yana koymak gerektiğini düşünüyorum. En “iyi” futbolcu kim sorusunu yazının ilerleyen bölümlerinde modifiye edeceğiz ama şu iyi futbolcu mevzusunda bir şeyler daha söyleyebiliriz.
Bazı futbolcuların belirli bir döneme tekabül eden performanslarının çok beğenildiği olmuştur. Örneğin Zidane’ın 2002 yılında Real Madrid’te gösterdiği performans büyüleyici bulunmuştu. Sonra 2006 yılındaki Ronaldinho performansı için, kendisiyle ilgili “Pele’den bile daha iyi” yorumu yapılmıştı. Yine çok beğenilen 2008 yılı Cristiano Ronaldo performansı ile ilgili, kendisi ilginç bir yorum yapmıştı: “Ben dünyadaki birinci, ikinci ve üçüncü en iyi futbolcuyum!”. O sene Messi’nin sahneye çıkmadığı son yıldı ve ondan sonra yaşanılanları futbolu takip edenler iyi biliyorlar. Bir de FİFA’nın 2001’de, 20. yüzyılın en iyi futbolcusunu seçtiği bir anketi vardır ve bu anket sonucunda Pele ve Maradona bu unvanı paylaşmışlardır. Fakat Maradona küfürlü ifadeler kullanarak bu seçimi tanımadığını beyan etmiştir. Bu örnekler “iyi futbolcu” ile ilgili öne sürülebilir. Soruyu modifiye edeceğimizi söylemiştik.
Peki, kitleler üzerinde en çok etkili olan futbolcu kimdir? Bu soruya da verilecek yanıtlar var. Bir de o yanıtları desteklemesi adına örnek olarak verilecek tutum ve davranışlar var. Fakat bunların akıl dışı olduğunu belirtelim. Çünkü bir futbolcunun kitleler üzerinde büyük etki bırakmasının kendisi zaten akıl dışı bir şeydir.
Bir insanın heykelinin dikilmesi onun büyük bir etkiye sahip olduğunu gösterir. Birçok futbolcunun heykeli dikilmiştir ama Zidane’ın 2006 Dünya Kupası finalinde kendisine ırkçı sözler söyleyen Materazzi’ye attığı kafa anının heykelinin dikilmesi büyük bir etkinin ve aynı oranda bir akıl tutulmasının göstergesi sayılabilir.
Maradona da kitleler üzerinde çok büyük etki bırakmış bir futbolcudur. Onunla ilgili olan saçma eylem de Arjantin’de bir “Maradona Kilisesi”nin varlığıdır. Bu kilisenin cemaati, dogmaları ve ritüelleri vardır. Her ne kadar bir nükte olarak planlanmışsa da insanları böyle marjinal bir eylem geliştirecek kadar yaratıcılığa sevk etmek büyük bir etkinin ispatı sayılmalıdır.
Gelelim Pele’ye. Bizce Pele’yle ilgili olan saçma veri, nesnelliğe bayağı yakın bir veridir. Yani onun zamanında Coca Cola’dan sonra dünyada ikinci en çok tanınan marka olması, kitleler üzerinde en çok etki bırakmış futbolcu olduğunun nesnel bir kanıtıdır. Bunu, bu örnekten daha iyi ne anlatabilir? Onun için savaşların durması, ona özel kanun çıkartılması gibi veriler de elde bulunmaktadır. Sonuç niyetine: İyi futbolcuların varlığı başka bir şeydir, futbolcuların kitleler üzerinde muazzam etkiler bırakması başka bir şeydir. İkincisi de iyi bir şey değildir.