Konuşma ve dinleme performansları benim için çok önemlidir. Bu performanslarımı geliştirmeye çalışıyorum ama ne kadar başarılıyım bilemiyorum. Kendimi de içine katarak rahatlıkla söyleyebilirim ki halkımızın dinleme performansı çok kötü. Birisi konuşurken, orada bulunan başka birisi konuşan kişinin kullandığı kelimelerin veya kurduğu cümlelerin zihninde yarattığı çağrışımları hemencecik paylaşıveriyor. Doğaçlama konuşanlarda bu bir sıkıntı yaratmıyor ama benim gibi konuşmadan önce iyi kötü bir kurgu yapanlarda oldukça sinir bozucu bir durum meydana getiriyor. Kurgu tamamen bozuluyor. Bunu biraz da toplumsal yaşam dayatıyor. Özel mülkiyetin olmadığı, insanların oldukça larç ve mutlu olduğu, elde etmek ve korumak gereken bir metanın olmadığı Amerika yerlilerinde böyle bir durum var mıydı merak ediyorum. Bence yoktu. Sonra beyaz adam geldi ve moderniteyi getirdi. O modernite de başkasının sırtına basarak yükselmeyi insanlara benimsetmek istiyor. Dolayısıyla, modern insan bir sohbet esnasında bir üste çıkma gediği bulursa neden oradan içeri dalmasın ki? İnsanlarımız da farkında olmadan bunu yapıyorlar. Çünkü orada elde edecek bir meta var. Daha çok bilen insan olma etiketi bu meta veya haklı insan olma etiketi. Böyle bir etikete sahip olmayı çok istiyorsak bunu eşit şartlarda elde etmemiz lazım. Önce bir dinleyelim sonra onlar da bize fırsat versin ve ak g*t kara g*t belli olsun.
Bu durumun ikinci ayağı olan konuşma performansı da yerlerde sürünüyor maalesef. Tabi bu durum kültürel olarak geri olmanın bir yansıması ve insanlar bunun bir numaralı sorumlusu değil. Eğitim sistemi sayesinde okumaktan soğutulmuş ve günde saatlerce televizyon izlemek zorunda bırakılan bir toplumuz. Bunları aşmak kolay değil. O yüzden kimseye suç yüklemiyorum veya küçümsemek gibi bir durumda değilim. Kitap 20 lira ama televizyon bedava ve seni düşünsel anlamda hiç yormuyor. Zaten gün boyu yorulmuşsun bir de düşünsel anlamda yorulmak istemiyorsun doğal olarak. Gündelik konuşma da çok dar bir kelime hazinesine sahip ve klişelerle dolu. Başlıktaki hani, yani kelimelerini son dönemde konuşma aralarında çok gözlemlediğim için bu yazıyı yazıyorum. O kadar sık geçiyor ki bu iki kelime fark etmemek elde değil. Kafasındaki düşünceyi ifade edecek bir kanal bulamadığı için bu tür es veren bir kullanım kullanarak zaman kazanmaya çalışıyor ve çıkış yolu arıyor. Ve popüler olandan kaçmak da mümkün değil. İşin bu boyutu da var. Bir zamanlar “falan olmak” kullanımı çok dikkatimi çekiyordu ve de yavaş yavaş yok oldu. Şimdi de bu hani yani ikilisinin ayrı ayrı veya sıralama şeklinde çok sık kullanımı dikkatimi çekiyor. Paylaşmak istedim..