HARBİYE ASKERİ MÜZESİ İZLENİMLERİ VE TÜRKİYE SAĞININ GELİŞMEMİŞLİĞİ

Meraba arkadaşlar, napıyonuz?
Harbiye’deki Askeri Müze’yi gezdim. İzlenimlerimi aktarmak ve siyaset yapmak istiyorum. Bayılırım siyaset yapmaya.
Bu bir müze gezi yazısından çok Türkiye sağcılığı üzerine bir yazı olacak.
Özellikle seçimlerden sonra kafayı yemek üzereyim.
Sağ, dünyanın her yerinde pespaye bir şeydir ama bu Türkiye sağıyla yan yana olmaktan utanç ve ızdırap duyuyorum. Dünyanın başka bir yerinde Türkiye sağı kadar gelişmemiş, ilkel bir sağ var mıdır? Bırakın en temel insani değerleri, mantığı bile bu kadar kolay katletme cüretini kendine bulan bir sağ var mıdır? “Ben ne üfürürsem kitlem yer” düşüncesinin bu kadar yaygın olduğu bir yer var mıdır?
Bülent Arınç seçimlerden sonra “MHP kesin HDP’ye maddi yardımda bulunmuştur” demişti.
İşte bu özetliyor Türkiye sağının durumunu. Akıl yok mantık yok. Ben ne üfürürsem kitlem yer mantığı.
Birisinin “vurun la!” demesi yetiyor. Kafa, göz, akıl, mantık önüne gelen her şeyi yakıp, yıkıyor.
Bu Türkiye sağının yediği ilk halt olan Tan Matbaası Baskını’ndan çıkarabiliriz. İlhan Selçuk ve Süleyman Demirel’in beraberce faşizm üretmeye gittiği bir eylemdir bu. Birisi “vurun la!” demiştir ve “kitle” koşmuştur.
Ne, kim, nasıl, neden sorularının Türkiye sağcısının hayatından yeri yoktur.
Vatan, millet, din, iman…
Bu dört şey için bir talimat yeterlidir. Karşıda öldürülecek, yakılacak, soy kırıma uğratılacak olan insanların ne olduğunun, kim olduğunun, ne istediğinin, kimin için ne istediğinin bir önemi yoktur.
Sağ Kemalizmden başlayıp Sözcü gazetesine zıplar Türkiye sağcılığı. Oradan bir Yılmaz Özdil’e uğrar. Geçerken Vatan Partisi’ne uğrar. MHP candır. “Sivas’ta yaktık, gene yakarız” diye pankart açan BBP rol çalmaya mı çalışmaktadır ne? AKP esas oğlandır. Cemaat’i unutur muyuz? Sonra bir sürü gerici, şeriatçı, faşist, ırkçı yapılar, dernekler falan filan.
Milliyetçilik nedir be?
Muhafazakarlık nedir?
Bilim, aydınlık, eşitlik, özgürlük varken bunlar da ne oluyor?
Kadın diye bir şey var şu dünyada.
Emek diye bir şey var en başta.
Bu ikisine düşmanlık ederek, bu ikisini karanlığa hapsederek ne fayda gelir dünyaya?
Sağ Kemalizm dedik.
Harbiye Askeri Müzesi, Mustafa Kemal’in bir sözüyle açılıyor: 7000 yıldır bu toprakları Türk’tür.
Dakika bir gol bir.
Bilim katledildi.
Türk, Rus, İngiliz gibi kelimelerin 1500, 2000 yıllık geçmişi olduğunu söyleyen bilim telefonu meşgule alıyor.
İnsanın “ne Türklükmüş arkadaş” diyesi geliyor. Bütün dünya işi gücü bırakmış ona düşman.
Müzeyi objektif olarak bir değerlendirelim.
Bence gayet gelişkin bir müze. Çok iyi parçaları var. 1200’lü yıllardan başlayarak bu topraklarda askeri anlamda ne yapılmışsa hepsine ait değerli parçaları buluyorsunuz. İlgiyle geziliyor. Açıkçası daha geniş bir zamanda yine gitmeyi düşünüyorum.
Türkiye sağcılığının ilkelliği peşimizi bırakmıyor.
O maketler ne öyle?
O kitsch resimler?
“Kitleyi” gaz getirmek için yapıldığı belli olan o komik maketler, “tarihi” bir müzeye hiç gitmemiş. İdeolojiyi yay. Bunu yapmak zorundasın anlıyorum ama buna biraz emek ver. İnsan aklıyla, insanın estetik duygusuyla resmen alay ediyorlar.
Bir de müzeler IKEA gibi olmalı. Yani bir girişi, tek bir rotası ve bir çıkışı olmalı. Ayıptır söylemesi yurt dışında böyle müzeler gördüm. Türkiye’deki müzelerde kayboluyorsun.
Müzenin en zengin kısmı Osmanlı bölümü.
Fetih ne demektir sevgili sağcılar?
Fetihlerle gurur duyuyor musunuz?
Fethedilen yerlerde Osmanlı askerleri acaba neler yapmıştır biliyor musunuz?
Lise tarih kitabında kimsenin dinine, diline, ırzına müdahale etmemiştir yazar.
Irzı da ekler. Hani ırz konusunda hassasız ya.
Osmanlı askeri ve yöneticileri fethettikleri yerlerde her türlü haltı yemişlerdir.
Kanlarına kadar sömürmüşlerdir oraları.
Osmanlı’da köleliğin 1800’lü yılların ortalarında yasaklandığını biliyor muydunuz?
Yani o zamanki sistem öyleydi elbette ama bunlarla gurur duymak, bunların reklamını yapmak biraz ayıp oluyor.
Yurt dışına çıkarsanız , özellikle de Balkanlara, Romanya’ya, Sırbistan’a falan insanların size neden tuhaf davrandığını bir türlü anlayamazsınız.
Çünkü Türkiye’de oldukça zayıf olan toplumsal kolektif hafıza dediğimiz şey oralarda çok güçlüdür. Acılar nesillerle birbirlerine aktarılır.
Oysa siz iyi bir insansınız. İnsanların gözlerinin içine bakıp gülüyorsunuz. Milletçe misafirperversiniz falan ama atalarınız, atalarınız değil de atalarınızı yönetenler korkunç işler yapmışlardır.
Sizinle aynı dinden olan Arapların bile sizden ne kadar nefret ettiklerine şaşarsınız. Fırsatını ilk bulduklarından size karşı İngilizle bir olup neden isyan ettiklerini anlayamazsınız.
Çünkü dediğim gibi atalarınız değil ama atalarınızı yönetenler çok fena işler yapmışlardır.
Aslında atalarınıza da fena işler yapmışlardır. Bunu da bilmezsiniz.
Biraz türkülere bakmanız yeterli olacaktır. Atalarınız Osmanlı ile ilgili türkülerde neler demiş, neler söylemiş biraz bakın lütfen.
Yine gerildim.
Müzeler bazen açık bazen gizli ideolojik yönleri vardır. Bunu kabul ediyorum. Egemen sınıflar, sömürdüğü geniş kitleleri vatan, millet, din, iman gibi şeylerle konsolide etmek isterler. Müzeler bunun için işlevlidirler.
Harbiye Askeri Müzesi, bunu çok pespaye bir şekilde yapıyor. Türkiye sağı başka bir şey yapamaz zaten.
Bir milyon Ermeni, 150 bin Kürt ve binlerce devrimci öldürülmüştür bu topraklarda.
Sonunda sayı da verdik işte. Oysa hiç arzu etmiyordum bunu.
Umarım aydınlık, güzel günlerde hep beraber yaşayacağız ama onların sorgulaması, değişmesi ve gelişmesi gerekiyor. Başka yolu yok.
Bütün kutsallarının ne olup ne olmadığını düşünerek işe başlayabilirler.
İyi günler.  

Bu yazı harbiye askeri müze gezisi kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.