Sadece görgüsüzlüğü değil ki halkımızın önemli bir bölümü; piyasayı, ayrımcılığı, eşitsizlik düşmanlığını, idealist felsefeyi, Aristo mantığını, gericiliği, faşistliği ve bi dolu olumsuz özelliği içselleştirmiş durumda ve farkında bile değiller. Bu duruma küfretmek hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Buyurun sabaha kadar küfredelim beraber. Yapmamız gereken tek şey bu durumların bir numaralı kaynağı kapitalist sistemle mücadele etmek ve insana güvenmek. İnsana güvenmeliyiz, onun değişme ve değiştirme kapasitesine güvenmeliyiz ve güveniyoruz da.
Kapitalizmde herkes piyasaya göbekten bağlı olarak dünyaya geliyor. Dolayısıyla kirlenmeden muaf olmaları mümkün değil. Karşımızda olumsuz, hoşumuza gitmeyen bir durum varsa bu durum için her türlü şartın fazlasıyla müsait olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla kişilerden ziyade daha çok durumu teşhir etmekten yanayım.
Son dönemlerde, AKP plakalı jipleri saymazsak, Star TV’de yayınlanan Benim Güzel Evim adlı program kadar görgüsüzlük fışkıran başka bir şey görmemiştim. Burjuva aileler güzel ve pahalı evlerini yarıştırıyorlar. Bu arada ne kadar kavga ederlerse, ne kadar arıza çıkarırlarsa o kadar prim yapıyorlar. Diğerlerini küçümsemek, onlara laf sokmak neredeyse her yarışmacının düsturu. Bu tür yayınların zararsız olduğunu düşünüyorsanız, kendi hallerinde takılıyorlar diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz derim. Bu kirlilik ve bir araba dolusu kirlilikle, piyasanın direkt içinde yetişen nesilleri özgür ve eşit bir dünyaya ikna etme ve bu uğurda emek harcama ihalesi de maalesef bizlere kalıyor. Bu süreç 30 santimlik bir cetvelse ve o kişi ne bileyim 19. santimdeyse; bu tür programlar sayesinde 11. santime geriliyorlar ve o yolu ona aldırmak dediğim gibi bizlere ekstra yük olarak biniyor. Kirlenme hepimizi muhatap alıyor ve korunmak çok zor. Ama her zaman tekrarlıyoruz bu iş zor diye evimizden dışarı çıkmayacak değiliz ve doğacak güneşi görüyoruz.