80li yıllarda hem Galatasaray hem de Fenerbahçe’de futbol oynamış kısa boylu futbolcu İlyas Tüfekçi’nin lakabı, Arthur Penn’in bu filminden gelmektedir. Beni, jeneriğini bile sonuna kadar izlettirecek kadar etkilemiş bir film olan “Dances with Wolves/Kurtlarla Dans” (her MHP kurultayında bazı gazeteler bu başlığı atarlar) filmine benzeyen bir şeyler bulabilme umuduyla filmi izlemek istedim. “Dances with Wolves”taki epik drama yükünü bu filmde bulmak imkansızdı; çünkü “Little Big Man/Küçük Dev Adam” bir kara mizah westerni. Her iki filmin de ortak teması Kızılderelilerle bağ kuran beyaz bir adam..Kızıldereliler bilindiği üzere klasik western filmlerinde vahşi yaratıklar olarak resmedilirler. 1970 gibi klasik yıllara çok da uzak olmayan bir yılda, Kızılderelilerin insani yönleriyle ilgilenen bir film çekilmesini dikkate değer buluyorum. Son günlerde Türkiye’de oldukça yüksek perdeden dile getirilmeye başlanan tarihimizle yüzleşelim çağrılarına bakınca, bu filmde kullanılan Kızıldereli soykırımı gibi ifadeler buradan manidar görülüyor. 19. yüzyıl boyunca yaklaşık 20 milyon Kızıldereliyi sistematik bir biçimde yok eden Amerika gibi bir ülkede çekilen bir filmde, soykırım lafı kullanıldı diye yer yerinden oynamıyor; çünkü onlara tarih dersi adı altında bir yığın palavra anlatılmıyor (lütfen ezberden slogan sallayacağınıza, biraz çok yönlü okuma yapınız). Amerikan devletinin yeryüzündeki en az masum devlet olduğunu düşünüyorum doğrusu ama bu yönleri hoşuma gitti. 10 yaşından itibaren Kızıldereliler tarafından yetiştirilen Jack Crabb’in (soyada bak) bir beyazlarla bir kızılderelilerle beraber süren uzun yaşam öyküsünü işliyor “Little Big Man”. Uzun demişken IMDB Trivia (önemsiz bilgiler) bölümünden okuduğuma göre Dustin Hoffman bu filmdeki performansıyla bir Guinness rekoru sahibi. Bir karakterin 17. ve 121. yaşlarındaki halini birden canlandırarak bu geniş aralıktaki rekorun sahibi. 121. yaşındaki bir insanın ses tonunu verebilmek için de bir saat boyunca ciğerlerini yırtarcasına bağırmış.
Bu harika metod oyunculuk gösterisini izlemenizi tavsiye ederim. Filmin en güçlü yanı Hoffman’ın performansı. En zayıf halkası da güya Kızıldereliler kendi dillerinde konuşuyorlar ama bingo İngilizce konuşuyorlar. “Dances with Wolves” bu ucuzculuğa kaçmamıştı. Bence günümüzde bir karakteri konuştuğu dilde değil de İngilizce konuşturan hiçbir film büyük sanat eseri olamaz.