Ödül törenleri, ödül alıp verme gibi etkinlikleri yanlışlasam da bu topraklara gelmiş en sükseli sinema ödülü 1982 yılında Cannes’da alınan Altın Palmiye ödülüdür diyebilirim. “Yol” adlı film bu ödülü almıştır. Çoğu insan “Yol”u Yılmaz Güney’in filmi olarak bilir. Kendisi de zaten sahneye çıkıp, yumruğunu havaya kaldırark bu ödülü almıştır ama filmin yönetmen hanesinde Şerif Gören’in adı yazmaktadır. Filmlerin sahipleri yönetmenler olduğuna göre ben de “Yol”a Şerif Gören filmi demek istiyorum ama herkes biliyor ki filmin asıl sahibi Yılmaz Güney. “Yol” aslında bu ödülü tek başına almadı. Politik sinemanın önemli temsilcilerinden kabul edilen, Yunan Costa Gavras’ın “Missing/Kayıp” filmiyle paylaştı. Çok uzun zaman önce TRT 2’de izlemeye niyetlenmiştim ama televizyondan film izleyemediğim için yarım kalmıştı. Filmi nihayet izleyebildim ve politik sinemanın, siyasi gerilimle arkadaşlık eden yetkin bir türüyle karşı karşıya olduğumuz belirtebilirim. Zaten birinin arandığı başarılı filmleri çok severim. “The Lady Vanishes/Bir Kadın Kayboldu”, “Flightplan/Uçuşplanı”, “Körebe” hemen aklıma gelen filmler. Film 1973’te Şili’de gerçekleştirilen askeri darbeyi fon olarak kullanıyor. Sol eğilimli Amerikalı gazeteci ve eşi Şili’de bulunuyorlar ve adam kayboluyor. Gazetecinin sağ-liberal görüşlere sahip babası Amerika’dan geliyor ve kovalamaca başlıyor. Jack Lemmon’ın oynadığı sağ-liberal babadaki karakter çözülmesi özellikle başarılı. İlk başlarda Amerikan otoritelerine s***r çeken gelinini eleştiriyor ama sonra fakında olmadan, yaşadığı umutsuzluğun da etkisiyle, kendisi de neredeyse bir aktiviste dönüşüyor. Gazetecinin eşi rolünde Sissy Spacek de oldukça etkileyici. Çok değil beş sene önce oldukça etkileyici bir liseli kız rolü (Carrie/Güna Tohumu) gerçekleştirdikten sonra bu ağır rolün altında hakkıyla kalkmayı başrıyor. Gavras’ın gerilimli atmosfer yaratmada ve dolayısıyla darbe ortamını hissettirmede oldukça başarılı olduğunu da es geçmeyelim. Türkiye’de neredeyse 12 Eylül filmi gibi bir janrdan bahsedilir. Bu filmler içerisinde darbeyi hakkıyla işleyen bir filme ben rastlamadım. Trajikse en az Latin Amerika darbeleri kadar trajik ama bunu hakkıyla resmedecek filmler çekemiyoruz. “Missing” bu açlığınızı dolduracaktır. 12 Eylül için; anarşi artmıştı, Atatürkçü generaller de yönetime el koyarak akan kanı durdurdu mu diyorsunuz? Veya 13 Eylül günü şükür namazı kılanların bugün nasıl iktidarda olduklarını anlamak mı istiyorsunuz? “Missing” bu konuda oldukça gerçekçi argümanlar geliştiriyor.
Facebook Hesabım
Ben kimim?
Mesleğim İngilizce öğretmenliği olmakla beraber, bu sitenin İngilizce öğretmenliğiyle alakası yoktur. 2008 yılından beri blog yazarlığı yapıyorum. İlk başlarda sadece sinema yazıyordum. Sonra daha çok siyaset yazmaya başladım. İki, üç senedir ise (şu anda 2016'nın sonundayız) "her şeyi" yazıyorum. Sitenin üstündeki görselin altında yer alan sekmeler benim ilgi alanlarım ve bu alanlarda yazılar yazıyorum. Eski yazılarım, yeni yazılarım hepsi bu sitede olacak artık. Keyifli okumalar dilerim... Baran DoğanSinek İkilisi Ne Demek?
Sinek ikilisi, briçteki en değersiz kağıttır. "Sinek ikilisi muamelesi yapmak" gibi bir deyime malzeme olmuştur. Birisini önemsememek anlamındadır. Kendimle dalga geçmeyi sevdiğim için bu ismi tercih ettim.Yazı Arşivim
-
Son Yazılarım
- Yeşil Peri Gecesi 15 Aralık 2024
- Ferdi Tayfur Türkiye’dir! 7 Ekim 2024
- Toza Sor 23 Haziran 2024
- “Güven” 15 Nisan 2024
- Her Şey Sınıfsal Mı? 14 Nisan 2024
Bazı Eski Yazılarım