Müzikal

Asiye Nasıl Kurtulur‘u (Atıf Yılmaz, 1986) izlerken, bana en az hitap eden film türünün müzikaller olduğunu fark ettim. Singin’ in the Rain (Yağmur Altında, Stanley Donen, Gene Kelly, 1952) zevkle izlediğim nadir müzikallerden biriydi ama diğerleri beni kelimenin tam anlamıyla baydı. Perdede kurgusal bir şey izlerken birdenbire nereden geldiği belli olmayan müzik eşliğinde karakterlerin şarkı söylemesi benim dikkatimi dağıtıyor. O yüzden en sevdiğim yönetmenlerden birisi olan Tim Burton’ın son filmi Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street‘i (Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi, 2007) izlemeyi bu kadar erteledim. Kurtuluş yok mecbur izleyeceğim, bir de An American in Paris‘i (Paris’te Bir Amerikalı, Vincente Minnelli, 1951) izleyeceğim, başka da müzikal izlemeyi düşünmüyorum.

Bu yazı An American in Paris, Asiye Nasıl Kurtulur, Diğer, Gene Kelly, Pariste bir Amerikalı, Singin' in the Rain, Tim Burton, Vincente Minnelli kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Müzikal için 4 cevap

  1. Benim de en sevmediğim türdür müzikal. Singin' in the Rain'i izlemedim ama Oscar ödüllü olduğu için sürüyle müzikal izlemişliğim var. Bunlardan yalnızca Oliver!'ı çok beğendim, biraz da Sound of Music gönlümü çeldi o kadar. Hele West Side Story ve My Fair Lady'i izlerken neredeyse bunalım geçiriyordum. Bir de bu filmler genelde 3 saat sürüyor ya, ne şans!

  2. marlonbarando der ki:

    Senin bu yorumun sayesinde hatırladım. "Sweney Todd"u hala izlememişim. Bu arada Tim Burton "Alice in Wonderland" çekti, o da aylardır bilgisayarda bekliyor, onu da izlemedim. Burton da Fincher gibi uzun süredir üçüncü viteste gidiyor.

  3. Burton'ın da bir Big Fish benzeri sağlam bir senaryoya ihtiyacı var bence.

  4. marlonbarando der ki:

    Evet çok iyi bir filmdi. Ben Batman'leri de çok severim. Bir de Burton aşkını başlatan, çocukluğumda bir yılbaşı günü gündüz kuşağında izlediğim Beter Böcek'i..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.