“Issız Adam” gibi bir hitten sonra “Karanlıktakiler” ve “Prensesin Uykusu” gibi kendisinden bahsettirmeyen iki film yapmış olmak, popüler sinemanın önemli temsilcisi Çağan Irmak’ı rahatsız ediyor olmalı. Gerçekten o dönem hatırlıyorum, herkes kadın erkek ilişkilerinin sırrını açıklamakla meşgguldü. “Issız Adam”a gidip ağlamak vatani görev gibi bir şeydi. Sonrasında dediğim gibi kimsenin hatırlamadığı “Karanlıktakiler” ve fiyaskoyla sonuçlanan bu film. Çağan Irmak popüler olmaya önem verdiği için bunları söylüyorum. Yoksa benim çok önem verdiğim mesela “11’e 10 Kala”yı hatırlayan insan sayısı “Karanlıktakiler”i hatırlayan insan sayısından azdır. Daha önce Türk sinemasında animasyon görüntülerinin kullanıldığı bir film var mı? Ben hatırlamıyorum şu anda. “Prensesin Uykusu”nda bazı yerlerde hiç de sırıtmayan “Kill Bill”deki kullanıma benzer animasyon görüntüleri var. Filmi de fanstastik olarak nitelendirebiliriz. Her ne kadar doğaüstü bir şey olmasa da başrolün geniş hayal dünyası fantastik unsurlarla resmedilmeye çalışılıyor. Türkiye için biraz fazla mı deneysel kaçtı veya erken miydi bilemiyorum. Ama kendisine hak veriyorum, denemeden nereden bileceksiniz? Taylan biraderler “Okul”u çekerken risk almamışlar mıydı? Film benim ilgimi çok çekmedi. Bir türlü ritmini bulamıyor gibi geldi bana. İlgimi Sevinç Erbulak çekti. Ne kadar yaşlanmış. Türkiye kendisini, adında baba kelimesi olan bir diziyle mi ne tanıdı sanırsam ki ama ben kendisini “60 Günlük Bir Şey” adlı bir romandan tanımıştım. Çapkın tiyatrocu Altan Erbulak’ın eşi Füsun Erbulak intikam amacıyla eşini Ahmet Uğurlu’yla aldatıp kitabını yazmıştı. O kitapta geçiyordu Sevinç Erbulak. Nereden geldim buralara? 80lerde Türkiye’yi kasıp kavurmuştu hatta kitap bile toplatılmıştı falan filan
Düzeltme: Yazıyı yazarken unutmuşum. Recep İvedik bir yerde “2009’un Güngören’de…” diye bir isyanda bulunuyordu. Ben de diyorum ki 2011’in Bolu’sunda veya Türk sinemasında artık playback veya dublaj görmek istemiyorum. Adamların elinde iki akustik gitar var arkadan altyapılar, klavyeler, bateriler, ekolar duyuluyor. Yalnız ve güzel ülke bunları hak etmiyor.
Facebook Hesabım
Ben kimim?
Mesleğim İngilizce öğretmenliği olmakla beraber, bu sitenin İngilizce öğretmenliğiyle alakası yoktur. 2008 yılından beri blog yazarlığı yapıyorum. İlk başlarda sadece sinema yazıyordum. Sonra daha çok siyaset yazmaya başladım. İki, üç senedir ise (şu anda 2016'nın sonundayız) "her şeyi" yazıyorum. Sitenin üstündeki görselin altında yer alan sekmeler benim ilgi alanlarım ve bu alanlarda yazılar yazıyorum. Eski yazılarım, yeni yazılarım hepsi bu sitede olacak artık. Keyifli okumalar dilerim... Baran DoğanSinek İkilisi Ne Demek?
Sinek ikilisi, briçteki en değersiz kağıttır. "Sinek ikilisi muamelesi yapmak" gibi bir deyime malzeme olmuştur. Birisini önemsememek anlamındadır. Kendimle dalga geçmeyi sevdiğim için bu ismi tercih ettim.Yazı Arşivim
-
Son Yazılarım
- Yeşil Peri Gecesi 15 Aralık 2024
- Ferdi Tayfur Türkiye’dir! 7 Ekim 2024
- Toza Sor 23 Haziran 2024
- “Güven” 15 Nisan 2024
- Her Şey Sınıfsal Mı? 14 Nisan 2024
Bazı Eski Yazılarım
İlginç bir tesadür. Biraz önce İz Tv'de bir belgeselde animasyoncularla sohbet ediliyordu. Oradaki kadın ilk defa bir normal filmde animasyonu Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü'de gölge oyunundaki cin sahnesinde kullandık dedi. Sonra bu yazıyı okudum ve içinde aynı soruyla karşılaştım.:)
Doğrudur. O filmi izlemedim. Dönem filmlerine hele de Türk dönem filmlerine acayip mesafeliyim..
Tavsiye ederim. Ama ses kurgusu çok iyi olan bir DVD'den izlemelisin.