Yarışmalara katılan veya arkadaşlarıyla sohbet ortamlarında bulunan bayanlardan çok sık duyarız: ben duygusal filmleri severim. Peki nedir bu duygusal filmler? İngilizce romance şeklinde tanımlanan bu filmlere Türkçede romantik komedi diyoruz. Woody Allen’ın Annie Hall‘uyla (1977) romantik komedi hem altın çağına adım atmış oldu hem de başlı başına bir tür olarak anılmaya başlandı. Tabi ki sözü edilen film o dönemde gerçekleştirdiği yapı bozucu etkisiyle bir romantik komediden çok daha fazlasıydı; ancak türün klişelerini belirleme açısından da önemli bir görevi yerine getirdi. New York’lu yazar Nora Ephron da bu türün matematiğini belirleme açısından çok önemli işler yapmıştır. Meg Ryan, Sandra Bullock, Hugh Grant bu filmlerin favori oyuncularıdır. Hatta Meg Rayan’ın filmografisini genelde bu tür filmler oluşturur. Bu oyuncuların filmlerinde zırıl zırıl ağlamaları ve Ephron’un sabun köpüğü anlatımı diğer bazı filmlerde alaya da alınır. Örneğin, Scream 2′nin (Çığlık 2, Wes Craven, 1997) açılış sahnesinde kız bir Sandra Bullock filmine gitmek ister, erkek de o filmi Sandra Bullock shit (Sandra Bullock **ku) olarak adlandırır. Yanlış anlaşılmasın, iyi bir romantik komedi izlemeye her zaman varım; ancak bu filmlerin çoğu vasat seviyesine bile yaklaşamıyor. Yeşilçam da bu türe sınırsız prim tanımıştır. Sev Kardeşim, Mavi Boncuk, Ah Nerede Vah Nerede gibi Tarık Akan’ın “Ferit” adıyla, kadın oyuncunun da “Alev” adıyla boy gösterdiği filmler katıksız romantik komedilerdir. Asıl bahsetmek istediğim konu, bu tür filmlerin “bayanlara” daha çok hitap ettiğidir. Elbette bu bir sır değil biliyorum; ancak bazı belgelerle bunu size yansıtmak istedim. Akla gelebilecek en tipik romantik komedilerden biri olan Sleepless in Seattle (Sevginin Bağladıkları, Nora Ephron, 1993) IMDB’deki puanlamasına bir bakar mısınız? (female kadın, male erkek demek).
Bir diğer tipik romantik komedi de When Harry Met Sally...’dir(Harry Sally İle Tanışınca, Rob Reiner, 1989). Bu filmin puanlama dağılımında da “bayanlar” hep önde.
Durum böyle. Bu yazıyı yazmamdaki maksadım kadın erkek ayrımı üzerine büyük laflar etmekten ziyade bazı somut bilgiler sunmaktı.