“Take Care of Your Scarf, Tatiana/Başörtünün Çaresine Bak, Tatiana” şu aralar yoğunlukla gündemi meşgul eden başörtüsü sorunu üzerine bir film değil elbette. 10 saat ders verdikten sonra bu 57 dakikalık Aki Kaurismaki filminin beni yormayacağını düşündüğüm için izledim. Aslında imdb’de filmin türü için komedi yazıyor ama bir an bile gülmeyeceğinizi garanti ederim ve evet bu çok iyi bir komedi filmi. Kendisinin en büyük yeteneklerinden biri, filmlerine bir kere bile tebessüm ettirmeyen ama tutkunu olabileceğiniz bir mizah duygusu yerleştirebilmesi. Benim anybody, anywhere, anytime (herhangi biri, herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda) diye adlandırdığım filmlerden biri “Take Care of Your Scarf, Tatiana”. Alt sınıflara mensup, şehirli olmayan iki Finli kaybedenin Helsinki’ye yaptıkları araba yolculuğu sırasında yanlarına iki Rus kadını (Türkiye’deki kullanımından bağımsız) alırlar ve olaylar gelişmez. Hiçbir şey olmuyor gibidir. Kaurismaki filmlerinin artık rozeti gibi gördüğüm bir sürü sigara, kahve ve bira içme sahnesi. Sahi en son filmini 2006’da çeken Kaurismaki, Finlandiya’da kapalı mekanlarda uygulanan sigara yasağıyla yeni filminde nasıl başa çıkacak merak ediyorum doğrusu. Diyaloğa girmeye hevesli Rus kadınlarla, bu diyalogda bir mana bulamayan Finli erkeklerin yolculuğunu izliyoruz film boyunca. Sınıf ve bölge farkından doğan büyük hayal kırıklıkları da bu iletişimsizlik içerisinde o kadar başarılı veriliyor ki bu 57 dakikalık filmin bir dakikasını bile harcamak istemiyorsunuz. Kaurismaki’nin fetiş oyuncuları Matti Pellonpaa ve Kati Outinen alışıldığı üzere mesafeli ve iddiasız oyunculuklarıyla tam da bu filmlerin oyuncuları olduklarını bir kez daha hatırlatıyor bizlere. Imdb’de Finli bir izleyicinin yorumunu çok beğendim, paylaşmak istiyorum.
After seeing this movie I wondered how foreigners would experience it. Without knowledge of the social history of Finland in last century this movie must seem very strange. And if you know nothing about our civil war and the division of society these characters are devoid of meaning. Just two avoidant personalities, maybe? However from a Finnish perspective this is the perfect description of the outsiders of our society. The fellows who are left behind, but don´t agree with that viewpoint themselves. Who are stranded in the no-man´s-land between urban success and country desolation. They try to get along somehow and when they meet two Russian girls it´s the irony of fate staring them in the eye. The Russians are able to surpass social barriers without flinching, they just go on and talk, but these two Fenno-ugrian oedipal conflict prototypes can´t seem to find some meaning in this. Instead they resort to sulking, one of the basic Finnish social coping skills. What else can you do when you´ve got nothing in an otherwise expansive society, when there´s this huge discrepancy between your own success expectancies and reality, and when you watch the grandchildren of the victorious side in the Civil War pass you by. Not much, according to Kaurismäki who manages to make movies about that part of Finland that never goes to movies. For a Finn, the music is lovely as usual, the kind of music we grew up to after the war.