Sosyal hayattan dışlanmış oldukları için çok farkında değiliz ama engelliler Türkiye nüfusunun %12’sini teşkil ediyormuş. Her an biz de engelli olabiliriz. O yüzden duyarlı olmalıyız. Thomas McCarthy’nin “The Station Agent/Hayatın İçinden” adlı filmin merkezinde yer alan Fin de bir engelli. Kendisi bir cüce. Zorluklara alışmış ve akıp giden hayatla uyum içindeymiş gibi görünüyor ama dışı seni içi beni yakar misali hissettikleriyle gündelik hayatta kestiği rol birbiriyle çelişiyor. Birçok film karakterinde tanık olduğumuz üzere Fin de işine yoğunlaşarak hayatın üzerine gelmesi yükünü hafifletmeye çalışıyor. İşini kaybedince ve istemediği bir yerde yaşamak zorunda kalınca burada iki kişiyle karşılaşıyor. Bu kişilerin fiziksel engeli yok ama birisi psikolojik engelli diğeri de sosyolojik engelli. Oğlunu kaybetmenin acısını hafifletemeyen Olivia ağır bir dram yükü altında ezilirken, Küba göçmeni Joe da bir yandan hasta babasıyla uğraşıyor bir yandan da ince bir insan olmadığı için insanlarla iletişime geçmekte zorlanıyor. Bu üçlünün etkileyici dostluğunu izliyoruz “The Station Agent”da. Tipik bir sıradan insanların akıp giden hayatı filmi ama ilgiyle izleniyor. Çok üstün bir sanat eseri değil ama başarılı bir bağımsız yapım. Zaman zaman zorlasa da genel olarak insana kendisini iyi hissettirecek bir film. Çok sempatik karakterler barınıdırıyor.
Facebook Hesabım
Ben kimim?
Mesleğim İngilizce öğretmenliği olmakla beraber, bu sitenin İngilizce öğretmenliğiyle alakası yoktur. 2008 yılından beri blog yazarlığı yapıyorum. İlk başlarda sadece sinema yazıyordum. Sonra daha çok siyaset yazmaya başladım. İki, üç senedir ise (şu anda 2016'nın sonundayız) "her şeyi" yazıyorum. Sitenin üstündeki görselin altında yer alan sekmeler benim ilgi alanlarım ve bu alanlarda yazılar yazıyorum. Eski yazılarım, yeni yazılarım hepsi bu sitede olacak artık. Keyifli okumalar dilerim... Baran DoğanSinek İkilisi Ne Demek?
Sinek ikilisi, briçteki en değersiz kağıttır. "Sinek ikilisi muamelesi yapmak" gibi bir deyime malzeme olmuştur. Birisini önemsememek anlamındadır. Kendimle dalga geçmeyi sevdiğim için bu ismi tercih ettim.Yazı Arşivim
-
Son Yazılarım
- Yeşil Peri Gecesi 15 Aralık 2024
- Ferdi Tayfur Türkiye’dir! 7 Ekim 2024
- Toza Sor 23 Haziran 2024
- “Güven” 15 Nisan 2024
- Her Şey Sınıfsal Mı? 14 Nisan 2024
Bazı Eski Yazılarım