Dün Türkiye’nin en “solcu” şehirlerini yazmıştım. Bu listeyi CHP oy oranlarına göre çıkarmıştım çünkü amacım homo ortalamus’un “solcu” algısını yansıtmaktı. O algı da eşittir batılı yaşam tarzı ve birtakım skandal kimliklerdi. Elbette solcuyuz ve işçi sınıfı çıkarı bazlı yaklaşıyoruz siyasete ama o işçi sınıfı bizimle dalga geçiyor ve elinden gelse bizi bir kaşık suda boğar Kod: “Vurun la!” Güç bulursak; döve döve, duygularını incite incite onları yola getirmeliyiz. Tüm insanlık tarihinde olduğu gibi…
Türkiye’de 22 milyon sigortalı varmış. Bunlara bağımlı olan da 35 milyon kişi varmış. 12 milyon da emekliyi koyduğumuzda TR’de aktif, pasif sigortalı sayısı nüfusun %87’si imiş. %13 kayıt dışı, berduş ve burjuva var yani. Bu bir kaba hesaptır çünkü o 22 milyon kişi içerisinde esnaflar ve kamu görevlileri de var. Bunlara hiç güven olmaz. Bunlar değişimi hiç istemezler. Değişimi sezerler ama ona direnirler. Bunların oy tercihleri tabandaki emekçi katmanları büyük oranda belirler. Neyse bu %87, oy vermeyen çocukların ileride büyük oranda ailelerine benzer insanlar olacağı düşünüldüğünde, seçimlere katılım oranına yakın. O zaman seçim sonuçları, insanların oy tercihleri büyük oranda işçi sınıfının tercihidir diyebiliriz. O zaman da işçi sınıfının tercihinin Cumhur İttifakı’ndan yana olduğunu söyleyebiliriz. Hep öyleydi.
Büyük soyutlamalar yapmaya gerek yok. Devletin ideolojik aygıtları var evet ama bu insanların beğenin veya beğenmeyin bir duygusal ve düşünsel dünyası var. Kaygıları, özlemleri, tarihsel simgeleri, kimlikleri ve yaşam tarzları var. Her şeyden önce bir inançları var.
Eğer bunlar beğenilmiyorsa bunları en çok zayıflatan şeyin yaşam tarzı değişiklikleri olduğunu görmemiz gerekir. Aydınlar veya aydın olmaya aday olanlar evet okurlar, sorgularlar ve değişirler fakat bunların sayıları her zaman çok az olmak durumundadır. Yaşam tarzı ise sinsice ve çaktırmadan bu yapıya nüfus edebilir. O zaman her iki taraf için de yaşam tarzı pratiklerini korumak ve bunları yaygınlaştırmak politik şeylerdir. Türkiye’de de 200 yıldır bu yaşanmaktadır bana göre.
Buralara nereden geldim? Homo ortalamus’un “solcu” diye bellediği şehirlerle ilgili düşüncelerimi yazacaktım. Başlıyoruz:
1- KIRKLARELİ
Mehmet Turgut’a göre bunlar sehven “solcu” olmuşlar ve birisi biraz itiklese bunlar “Rabbim, rabbim” diye konuşmaya başlayacaklar. Doğrudur. TR’nin kıyı kesimleri Cumhuriyet’in ilk yıllarında dirayetli bir toplum mühendisliği sayesinde “solcu” olmuşlardır. Yani çok yenidirler. Her an geri vitese takabilirler. Kırklareli’nin sokaklarında yürüdüğünüzde bir İç Anadolu şehrinde yürüyormuşsunuz gibi de hissetmiyorsunuz ama. İklim ve bitki örtüsünden farklı olarak tipler, kıyafetler, dükkanların tabelaları kendisini gösteriyor. Kafalarda ne olduğundan bağımsız olarak…
2- EDİRNE
Üç defa gittim. Kültür turu açısından bir süperstardır. Aslında üç Osmanlı başkentinden biri olduğu için sağcıların buraya özel operasyon yapmaları beklenir. Roman nüfusunun çokluğu ve Batı’ya tarih boyunca yakın olması o yaşam tarzının hemen alınıp benimsenmesinde etkili olmuştur. Tarihsel olarak en büyük hatası Balkanlardan gelen rakıyı viski, konyak ve votka gelmeden içeriye sokmuş olmasıdır Hala biz uğraşıyoruz rakı mitiyle
3- İZMİR
İşte yaşam tarzı solculuğunun Mekkesi. Tarih, kültür ve mimari açısından ilçeleriyle beraber bir megastardır. İzmir’e bir Yozgat tarzı yaşamı asla dayatamazlar. İzmir’e bir şey olmaz yani. Zaten araya gireyim, TR’nin her yerinde tüm çabalara rağmen muhafazakar yaşam tarzının, farklı hızlarda da olsa bir çözülme sürecine girdiğini düşünüyorum. Görüntü bunun aksini söylese de…
4- MUĞLA
Düzgün bir şehircilik anlayışı vardır. Turizm açısından en avantajlı şehirdir. Turizm dönüştürücü, geliştirici bir şeydir ama aynı zamanda şerefsizleştirici bir şeydir de…
5- TEKİRDAĞ
Tipik bir CHP kenti. Tekirdağ’ın sanayi olarak gelişmiş bölgelerinde Kürtler yoğun olarak bulunurlar ve bunlar sık sık yerlilerle çelişkiye düşerler. Linçler, saldırılar olur zaman zaman ama işte bu konu konumuzun dışındaydı. İçerler, el ele dolaşırlar, parklarında heykeller vardır.
6- AYDIN
Tarım arazileriyle göz kamaştıran bir kenttir. Bu kesimler çok zengindirler. Denize, turizme yakın olmaları bunları “sağcı” yapmamıştır yoksa bu zenginlikle elbette CHP %40’ı bulamazdı. Yenipazar pidesi Ankara pidesine en yakın pidedir.
7- ÇANAKKALE
Burası da coğrafi etmenlerle solcu olmuştur. Bir yerde kadınlar ve erkeklerin beraber gittikleri barlar varsa orası “solcu”dur. Truva ve Assos’u göz kamaştırır. Bir de Türkiye’nin bitki örtüsü olarak en güzel bölgesi Marmara Bölgesi’dir bana göre.
8- ESKİŞEHİR
Yanı başında hemen Kütahya ve Afyon olmasına rağmen solcu kalabilmiştir. Burada da uzun yıllardır doğru dürüst bir üniversitesi olması etkili olmuştur. Çünkü üniversite öğrencileri yaşam tarzını etkilerler. Bunlar içerler, gezerler, tozarlar ve toplumsal dokuyu değiştirirler. Esnaflar (ve ev sahipleri) toplumsal dokunun bozulmasını arzu etmezler ama anında şerefsizleşmeleri bundan dolayı değildir. Onlar (büyük oranda) her yerde şerefsizdirler. Türkiye’yi esnaflar yönetir. İlber Ortaylı’ya göre “kasaba kültürü” denen şeydir bu. Türkiye iyi veya kötü bir yerse bunun sorumlusu esnaflardır. Bunlar geniş kesimler üzerinde etkili olurlar.
9- ARTVİN
İşte lokal olarak özgün bir bölge. Artvin neden böyle? Kars ve Ardahan neden komşularından farklı olarak solcu? Kars’ta kadınlar ve erkeklerin beraber gidebildikleri onlarca bar varken hemen yanı başındaki Erzurum’da neden doğru dürüst tekel bayisi yok? Bu bölgenin 40 yıl Rusya idaresi altında kalması etkili olmuş olabilir mi? Sonuçta Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki toplum mühendisliğinden o kadar nasiplenmediler. Evet, bence etkili olmuştur. Batı Avrupa Rusya’yı aslen bir doğu ülkesi kabul etse de Müslüman olmamaları yüzünden daha gelişkin bir kültüre sahiptiler ve 40 yıl bu kültürü bu insanların gözleri önünde yaşadılar. Artvin’de çok Gürcü de var. Etnik yapısı çok karmaşık. Kozmopolit yerlerde muhafazakarlık pek tutunamaz. Kozmopolit olmayan bir yerde yaşayamam. Ayrıca 70’li yıllarda Dev Yol örgütünün Artvin’e çok yatırım yaptığını da biliyoruz.
10- ZONGULDAK
Çevresi muhafazakar doluyken burası neden “solcu”? Karadeniz’de CHP’nin %30 üzeri oy aldığı yer neden sadece Zonguldak? Emekçi sınıfının burada yoğun olarak bulunmasından dolayı olabilir mi? Her yerde var da neden burada böyle? Demek ki 60’lı ve 70’li yıllarda sosyalistler burada iyi çalışmışlar ve bu insanları dönüştürmüşler. Yönetmen Halit Refiğ’in 60’lı yıllarda burada tercümanlık işi yaptığını biliyorum. Demek ki yabancılarla bir etkileşim de söz konusu. Bülent Ecevit’in başbakanlığı dönemlerinde buraya yaşam tarzı anlamında müdahaleler de yapmış olması olasıdır. Bilgim yok ama bu konuda.
11- HATAY
HDP oylarını da kattığımızda oluşan listeye Hatay da girmişti. Evet, bayılırım buraya. Geçen sene UNESCO’nun gastronomi kenti kategorisine de girdi. Bu kategoride bir tek Gaziantep vardı. Sadece yiyecek, içecek mi? Burası Türkiye’ye hiç benzemiyor. Çok yoğun Arap Alevisi var burada ve bunların hepsi solcu. Alevi olmayanlar ise o yaşam tarzı içerisinde direniyolar. Bazen belediyeyi de alıyorlar. Bir yerde Alevi nüfus çoğunluktaysa (ki bu şekilde sadece iki il vardır Tunceli ve Hatay) o yer yaşam tarzı anlamında kurtarılmış bir bölgedir. Alevilerin kendi içerisindeki çelişkiler, benzemezlikler, niteliksizlikler, arızalar bir yana bu durum böyledir. İyi ki Aleviler var ve evet, CHP için Aleviler çantada kekliktir. Hatay da bu yüzden lokal olarak özgün bir bölgedir.
Tekrar söylüyorum, ben solun ve sosyalizmin ne olduğunu biliyorum. Bu liste CHP oy oranlarına göre dolayısıyla yaşam tarzına göre hazırlanmıştır. HDP ve siyaseti sol referanslarla hareket etse de bambaşka bir şey olduğu için listeye dahil edilmemiştir.
İyi günler.
Birkaç saat sonra gelen edit: Şu ikinci listede İstanbul’u unutmuşum. Facebook arkadaşım Hakkı Başgüney hatırlattı. Unuttuğum için söylemiyorum ama İstanbul bambaşka bir şey. Hiçbir şeye benzemiyor. Ayrı bir ülke gibi. Orada Rakka gibi, Leningrad gibi, Lice gibi, Osmaniye gibi yerler var.
İkinci edit: CHP + HDP oylarının toplamını değerlendirdiğim (batıda yer alması ön koşuldu) ikinci listede Adana’yı es geçmişim. O ikinci listede iki hata yaptım, demek ki fazla özenmedim o listeye. Neyse Adana için söyleyeceğim bir şey yok çünkü henüz görmedim orayı.